Türk İslam Eserleri Müzesi

Edirne şehrinde ilk müze, 1925 senesinde Atatürk’ün girişimleri sonucu kuruldu. Çok uzun yıllar boyunca Osmanlı’nın başkentliğini üstlenmiş bu denli özel bir şehirde ikinci bir müzenin eksikliği hissediliyordu. Bu boşluk Türk ve İslam Eserleri Müzesi ile bir ölçüde dolduruldu. Sarayın halk sanatları üzerinde ciddi bir etki yaratmasından dolayı özellikle şehir etnografya bakımından yoğun bir konuma sahipti. Türk İslam Eserleri Müzesi şehirdeki kültürel mirasın kalıcı kılınmasını sağladı. 13 Haziran 1971 senesinde şehirde Arkeoloji ve Etnografya Müzesi adında yeni bir müze açılınca, o döneme kadar Dar-ül Hadis Medresesi’nde bulunan müze de doğrudan Türk İslam Eserleri Müzesi’ne ev sahipliği yapmaya başladı. Hem bağışlardan hem de kazılardan elde edilen yeni eserlerle beraber müze kısa süre içinde önemli bir koleksiyona sahip oldu. Türk İslam Eserleri Müzesi içinde yer alan eserler kronolojik olarak sunulur. Hemen giriş bölümündeki salonda Osmanlı’dan kalan cam eşyalar ve yazıtlar dikkat çeker. Bu alanda yer alan yazıtların önemli bir çoğunluğu Edirne içinde yer alan medrese, çeşme ya da camilerden derlendi. Bahçe alanında mezarlardan derlenen mezar taşı örnekleri ziyaretçilerin ilgisini çeker. Özellikle yeniçeri mezar taşına dair örnekler epey azaldığı için oldukça değerli olarak görülür. Aynı şekilde bahçe kısmında Balkan Harbi esnasında kullanılan top ile gülleler, koleksiyona renk katar. 14 ayrı odası yer alan müzenin aynı zamanda dört galerisi bulunur. Bu odalardan bazıları; Kırkpınar Odası, Tekke Eşyaları Odası, Çorap Odası, İşleme ve Yazılı Levhalar Odası, Çini ve Seramik Odası ve Cam Eşyaları Odası şeklinde sıralanabilir. Müzeyi yaz döneminde akşam 19.00’a kadar, kış döneminde ise 17.00’ye kadar ziyaret etmek mümkündür. Haftanın her günü açık olan müzeyi ücretsiz olarak ziyaret edebilirsiniz.