Hristiyanların Rönesansı

Hristiyanlık dininin tarihteki en önemli dönüm noktalarından birinin yaşandığı, İznik Konsili’nin düzenlendiği İznik’te M.Ö. 300’lerin izini sürelim mi?

“Nasıl yani?” dediğinizi duyar gibiyiz. Hemen anlatalım. M.S. 325 yılında Bursa’nın İznik ilçesinde İznik Konsili toplanmıştır ve bu durumun Hristiyanlar için önemi büyüktür. Çünkü 2 binden fazla üst düzey yöneticinin 300’e yakın piskopos düzeyindeki din adamıyla birlikte toplandığı bu konsilde, Hristiyanların bugünkü inanç süreçleri ve ibadetleri şekillenmiştir. Konstantin’in meşhur açılış konuşmasının, “Arkadaşlarım, sizlerle böyle bir birliktelik ve paydaşlık içinde olmak en büyük duamdı. Hepinizi bir arada gördüğüm, görüş birliği içinde bulunduğumuz ve dualarımı kabul ettiği için Kralların Kralı Tanrımız’a şükretmeyi bir borç bilirim. Şimdi, zorbaların ve tiranların Tanrı’ya karşı olan savaşı, kurtarıcımız olan Tanrı’nın gücüyle ortadan kaldırıldığına göre kıskanç ve kötülükle dolu düşmanlarımızın, kendi sapkınlıklarıyla esenliğimizi ve bereketimizi yok etmesine izin vermeyelim. Bana göre Tanrı’nın Kilisesi’nin bölünmesi, herhangi acımasız bir savaştan veya dünyasal eziyetten çok daha kötüdür.” ardından başlayan ve Hz. İsa’nın kimliğinin netleştirildiği konsildeki en önemli konu ise “Mesih İsa’nın ezelden ebede mi var olduğu yoksa Tanrı tarafından Hristiyanlık adına yaratılıp sonrasında ebedileştirildiği mi?” tartışmasıydı.

Günümüzde pek çok kişi tarafından yanlış bilinen konu ise, Hristiyanlar İznik Konsili’nde dünyanın pek çok farklı yerinden toplanıp getirilen İnciller arasından içerik ve dini ibadetler konusunda uzunca süren tartışmaları bir yuvarlak masa etrafında yapmış ve sonunda da dört adet İncil’in varlığına karar kılınmıştır. Hatta Roma’nın bir önceki inanç sistemi olan Paganizm dininden inanış biçimlerin de Hristiyanlığa eklendiği şeklindedir. Ancak tarihteki kayıtlar gösterir ki konunun böyle bir durumla ilgisi bulunmaz. Zaten, Dan Brown’un Da Vinci Şifresi gibi kurgusal bir kitap dışında bu söylentiyi kanıtlayacak herhangi bir kaynak yoktur.

Peki, uzattık biliyoruz. Bu kadar bilgiyi neden verdik? Şöyle ki Konstantin’in önderliğinde, yüzlerce yıl Hristiyanların maruz kaldığı zulmün tamamen bitirilmesi ve bu dinin inanışlarının teknik detaylarının tartışılmasıyla tamamlanmış bir konsilden bahsediyoruz. Bu yüzden de ‘Hristiyanların Rönesansı’ olarak bahsetmek istediğimiz bu konsilin nerede nasıl toplandığı, etrafında da ne gibi tarihsel kalıntılar olduğunu birlikte keşfedelim istedik. İlginizi çekebildiysek buyurun o halde, birlikte inceleyelim. 

Unutmadan belirtelim ki bu rotada bolca fotoğraf çekeceksiniz. Bu yüzden kamera veya telefonlarınızı şarj etmeyi unutmayın. Rotamız da pek tabi ki İznik’te geçiyor ama bir günde tamamlayacağınıza eminiz. Sonunda ise muhteşem bir yemekle vedalaşacağımızı da belirtelim.

Spor ayakkabılarınızın bağcıklarını da bağlayıp en tatlı tebessümünüzü çehrelerinize de yerleştirdiyseniz hadi, başlayalım.