Edirne Arkeoloji ve Etnografya Müzesi

Şehir merkezi ile yürüme mesafesinde olan Edirne Arkeoloji ve Etnografya Müzesi’ne yerli ve yabancı turistler oldukça ilgi gösteriyor. Müze, 13 Haziran 1971 senesinde etnografya alanı ile beraber açıldı. Arkeoloji Müzesi, içerisinde daha çok Prehistorik dönemden izleri ziyaretçilerine sunuyor. Diğer yandan elbette Bizans, Roma ya da Yunan dönemlerine ait eserler de müzeye renk katıyor. Para koleksiyonları ve cam kapların olduğu bölümler, özel olarak ilgi çekiyor. Müzenin giriş kısmının hemen sağ tarafında, tümülüs kazılarını yansıtan bir pano yer alır. Bu kazıların o dönem Atatürk’ün emriyle gerçekleştiği söylenir. Sol bölümde ise Trakya’daki antik yerleşimlere dair kapsamlı bir harita göze çarpar. Bahçe alanında Roma döneminden bazı dolmen ya da lahitler ön plandadır. Ayrıca Osmanlı döneminden kalmış pek çok mezar taşı bu alanda sergilenir. Osmanlı’daki su kültürü sembolik olarak buradaki kuşluk ve havuzlara yansır. Edirne Arkeoloji ve Etnografya Müzesi’nde sergiler, Paleontolojik döneme ait fosiller ile başlar. Yaklaşık 30 milyon yıl öncesine ait pek çok fosil bu bölümde tutulur. Kalkolitik döneme ait pişmiş toprak ya da taş kalıntıları, büyük ölçüde Hacılar Dolmeni kazısında ortaya çıkarılmıştır. Ayrıca törensel kaplar, Tunç-Demir Çağı’na ait kanıtlar olarak değerlendirilir. Müzede duvar boyunca; yazıtlar, mimari parçalar ve steller sergilenir. Vitrin kısımlarında daha çok süvari steller bulunur. Ayrıca pişmiş topraktan yapılan kadın başları, bu alanlarda teşhir edilir. Müzenin bir de kaçak eserler vitrini isimli ilginç bir köşesi vardır. Bu alanda daha önce yurt dışına kaçırılmak üzereyken yakalanan eserler sergilenir. Dönemin en büyük kabilelerinden biri olan Odrislerin Edirne içinde kurdukları yerleşimden kala çömlek parçalarına, el değirmenlerine, taş baltalarına tanıklık etmeniz mümkündür. Yine aynı şekilde duvar alanlarında Roma döneminden kalan irili ufaklı heykelleri inceleyebilirsiniz.