Beyoğlu'nda Soluklanmak: Narmanlı Han

İstanbul’un tarihi dokusu içerisinde 19. Yüzyılın başlarından berini yerini korumuş olan Narmanlı Han, 2016 yılında başlanan restorasyon çalışmaları sonrasında 2018 yılında halka açılmıştır. Narmanlı Han’ın 197 yıllık tarihi, yeni yüzüyle bambaşka bir atmosferde olsa da bugünün Narmanlı Han’ı, modernlikle tarihin iç içe geçmesi ile görülmeye değer bir yerdir.

Eski İstanbul’un Şahidi Narmanlı Han

Narmanlı Han 19. Yüzyılın başlarında Rus Konsolosluğu olarak kullanılıyordu. Binanın mimarı Ayasofya’nın son büyük restorasyonunu yapan ünlü İtalyan mimar Giuseppe Fossatti’dir. 

Yapı, geçmişinde bir dönem hapishane olarak kullanılmış olmakla beraber 1930’lu yıllara gelindiğinde sahipleri tarafından tüccarlara kiralanmak yerine düşük bedeller karşınlığında sanatçılara ve yayınevlerine kiralanmıştır. Pek çok sanatçının yaşadığı ve eserler ürettiği Narmanlı Yurdu olarak yeni bir ruha büründü. Yazar Ahmet Hamdi Tanpınar, Şair – Ressam Bedri Rahmi Eyüboğlu ve Ressam Aliye Berger’in burada kaldığını, Narmanlı Han’ın girişinde öğrenme fırsatımız oluyor. Ayrıca içinde bu üç sanatçının heykeli de bulunuyor. 

Yeni sahibine 57 milyon dolara satılmasının ardından Beyoğlu’nun tarihi binaları içerisinde yepyeni görünümü ile ilgi çeken kafeler, restoranlar ve çeşitli dükkanlara ev sahipliği yapan Narmanlı Han sevimli bir yüzle bizleri karşılıyor.

Narmanlı Han’da Neler Var?

Narmanlı Han’da yapabileceğiniz en güzel şeylerden biri sadece orada oturup kahve içmek olabilir, çünkü içinde bulunduğuz mekan Türk edebiyatının en önemli yazarlarından Ahmet Hamdi Tanpınar’ın çok sevdiği evi. Huzur, Saatleri Ayarlama Enstitüsü gibi romanlarıyla tanınan yazar en üretken yıllarını burada geçirmiş. Küçük bir odada, parasızlıktan dolayı gazete kağıtları ile kapladığı camların ardında kendisine bir hayat kuran Tanpınar’ın Narmanlı Han ile ilgili en çok sevdiği şey avlusundaki mor salkımlı ağaçlarmış. Bugün o avluda bir süs havuzu ve oturup keyifle kahve içebileceğiniz kafeler bulunuyor. Avlunun bir köşesinde ise Tanpınar heykeli var. Modern bir restorasyon ile bugünkü halini alan Narmanlı Han, bohem ambiyansını kaybettiği için eleştirilse de geçmişi günümüze taşıdığımızda elimizde kalanın ne olduğunu göstermesi açısından yeni atmosferi ile de büyüleyici. Geçmişin takım elbiseli yazarlarının, plakları ve kitapları ile yaşadığı ve zamanının pek çok genç sanatçı adayına ev sahipliği yapmış olan bu han, 21. Yüzyılın kot pantolonlu gençlerinin, artık bilgisayarı ile çalışan ve müziğini telefonlarından dinleyen günümüz sanatçılarının ruhunu da yüzlerce yıl taşıyabilecek kadar güçlü. 

İllüzyon Müzesi

Narmanlı Han’a geldiğinizde farklı etkinlikler yapmak isterseniz, en ilginçlerinden biri ile karşılaşacaksınız. İllüzyon Müzesi, aklın sınırlarını zorlamaya yönelik konsepti ile hayal ile gerçeği birbirine karıştırmanıza sebep olabilir. Fakat orada her şeyin bir açıklaması var. İlüzyonun nasıl oluştuğunu anlamak için illüzyon ile dolu üç katlı bir müzeyi ziyaret etmek hem sizi için hem de çocuklarınızı eğlenceli bir keşfe çıkaracak. İstediğiniz kadar fotoğraf çekebileceğiniz bu müzede geçireceğiniz zaman, uzun süre hem zihninizde hem de sosyal medya hesaplarınızda sizinle birlikte olacak. Işık oyunları, boyutlar arası yolculuklar, eğlenceli aynalar ve göz yanılsaması ile dolu bir deneyim için mutlaka burayı ziyaret edin.

Hem ne demiş Tanpınar: 

“Ne içindeyim zamanın, ne de büsbütün dışında..” 

İllüzyon müzesindeki gezinizde Tanpınar’ın şiirindeki gibi bir garip rüya renginin içine girip, rüzgardaki tüyden bile hafif olabilirsiniz. 

Food Hall

Bu kadar edebiyat, bu kadar illüzyon yeter dediğiniz noktada muhtemelen karnınız acıkmış olacak… O zaman şimdi üç katlı ve çeşit çeşit yemeklerle dolu bir yere gelmek sizi çok mutlu edecektir. Food Hall, içerisinde canınız ne isterse bulabileceğiniz bir konsept restoran. İkinci katta sizi sokak lezzetleri bekliyor. Ayaküstü yürürken alabileceğiniz çeşitli fast food’lar bulabilirsiniz. Asya’dan, New York’tan, Türkiye’den çeşit çeşit lezzetin tek bir yerde buluşmuş olmasının fikri bile heyecan verici değil mi? Büyük bir salata barı da bulunan Food Hall’da İstanbul manzarasını seyredebileceğiniz bir teras da var. Narmanlı Han ziyaretinizi tarihi İstanbul manzarası eşliğinde yemek yiyip bi şeyler içerek bitirebilirsiniz.

Bir gezgin olarak size düşen de İstanbul gezinizde Narmanlı Han’a gelerek Tanpınar’a selam vermek ve Beyoğlu’nun görkemli tarihinin günümüz halini solumak. Belki de Narmanlı Han’daki bir kafede oturan bir genç, yıllar sonra ünlü bir sanatçı olacaktır... Geçmişi ararken, bugünü bulmak için mutlaka Narmanlı Han’a uğrayın.

Yazan: Selin Hızarcı