Boğatepe Peynir Müzesi

Keşfedilmeyi bekleyen onlarca çeşit peyniriyle başlı başına Hollanda’ya meydan okuyan Kars’taki Boğatepe Peynir Müzesi, Türkiye’de bu alandaki ilk ve tek örnektir. Rusya’nın 1800’lü yıllardaki yönetimini elinde barındıran Çar I. Aleksander, dini inanışları ve ideolojileri o dönemin Hristiyan Ortodoks kiliseleriyle örtüşmeyen Malakan adındaki topluluğu ülkeden sürer. Ağırlığı Beyaz Rus olan Makalanlar da Kars’a göç etmek zorunda kalırlar. Anadolu’nun o günkü sahipleri olan Osmanlı’ya sığınan Malakanlar, Kars’ın Boğatepe Köyü’ne yerleşir. Kültürel zenginlik ve mutfak lezzetlerini de beraberlerinde getiren halk, burada peynir yapımına başlar ve Kars da meşhur gravyeri başta olmak üzere peynirin başkenti olur. 1910 yılında İsviçreli Peynir Üreticisi David Moser’ın Kars ziyareti hem yöre halkını hem de günümüz gravyerini ortaya çıkarır. Şehrin doğasına hayran kalan Moser, halka gruyere peynirinin daha hızlı ve çok miktarlarda yapımını öğretir. Günümüzde gravyer olarak bilinen peynir türü de bu tarihten sonra Türk mutfağında sıkça kullanılır. Geniş otlaklık alanlarıyla peynir üretimi için bulunmaz Hint kumaşı niteliğinde olan Kars toprakları, hayvanlardan elde edilen sütün kalitesini de en üst noktaya çıkarır. Bu sütlerden elde edilen onlarca çeşit peynir de hem Anadolu’ya hem de başka ülkelere eşi benzeri bulunmayan lezzetler olarak sofralarda baş köşeye oturur. Türkiye’nin ilk ve tek peynir müzesi olan Boğatepe Peynir Müzesi, onlarca çeşit peyniri ve yöreye özel şifalı endemik bitkilerin sergilendiği canlı bir müzedir. Türk mutfağındaki zenginliğin göstergelerinden olan müze, şehrin turistik noktalarının da başında gelir.