Tekfur Sarayı
Tekfur Sarayı
Tekfur Sarayı, bin yıla yakın geçmişi ile İstanbul’daki en eski Bizans yapılarından biridir. ‘İmparatorluk Evi’ olarak da anılan yapı, inşa edildiği 1100’lü yıllardan itibaren 1204’e kadar kullanıldıktan sonra şehrin ele geçirilmesi ve Latin İmparatorluğu’nun kurulması ile birlikte harabe haline döndü. 1261’de şehrin yeniden Bizans İmparatorluğu’na katılması ve Osmanlı İmparatorluğu tarafından nihai olarak fethedilmesine kadar ki süreye kadar atıl şekilde kaldı. 1453’teki fethin ardından tamir görerek farklı amaçlar için kullanılmaya başlandı.
Bir dönem hayvanat bahçesi olarak da kullanıldığı bilinen Tekfur Sarayı, 17’nci yüzyıldan itibaren ise cam ve çini atölyesi halini aldı. Bu dönemi yapının belki de altın çağı olarak nitelendirmek mümkün. Zira Tekfur Sarayı’nda üretilen çiniler, pek çok Osmanlı yapısında, özellikle İstanbul’daki camilerde süsleme amaçlı kullanılmaya başlandı. Bir nevi meşhur İznik çinilerinin yerini Tekfur Sarayı çinileri aldı.
Bizans mimarisini yansıtan yapı, bu özelliğini önemli ölçüde koruyarak günümüze ulaşmış durumda. 1900’lerin başında tekrardan harabe halinde kalsa da bu köklü geçmişe sahip yapı, restorasyon çalışmaları neticesinde ihya edildi. Halihazırda müze olarak hizmet veriyor. Müze kapsamında modern bir iç mekanda Osmanlı İmparatorluğu’ndaki altın zamanlarına atıfla çini ve cam işleri sergileniyor.
Yorumlar
Cüneyt Tepe
31.12.2021 18:59Tarihi açıdan çok çok önemli bir yer. Müsaitliği olan herkesin gidip görmesi gerekiyor.