Ebu Derda Hz. Türbesi

İstanbul’un tarihi mekanlarıyla ünlü olan ilçesi Eyüpsultan, Ebu Derda Hz. Türbesi’ni de bünyesinde bulundurur. Tam olarak Zal Paşa Caddesi üzerinden konumlanan türbe, Cezeri Kasım Paşa Camii ve Zal Mahmud Paşa Camii’nin tam arasındadır. Hemen karşı bölümünde Evronos Dede Haziresi dikkat çeker. Türbenin arka bölümünde Şah Sultan Türbesi ile karşılaşmak mümkündür. Ebu Derda Hz. Türbesi, yapı olarak dikdörtgen biçimindedir. Tümüyle kesme taşlardan yapılan tarihi türbenin cadde kısmında iki ayrı hacet penceresi dikkat çeker. Ahşap çatı şu anda mevcut durumda değildir. Türbenin II. Mahmud tarafından inşa edildiğini yansıtan bir kitabe hemen kapının üzerinde bulunur. Kitabesi toplamda altı dizeden meydana gelir. Bu kitabenin üstünde ise Mahmud-i Adli’ye ait bir tuğraya tanıklık edebilirsiniz. Bu manzume, Zade Es'ad Efendi tarafından kaleme alınır.

Bu türbede toplamda iki kabir bulunur. Şahide bölümlerinde herhangi bir yazı tercih edilmez. Bu değerli zatın Konya’da bir makamı daha bulunur. Ebu Derda uzun süreler boyunca ticaretle ilgilenir. İslamiyet’in kabulünden sonra ise ticaretin dinle beraber yürümeyeceğini görür ve seçimini ibadetten yana kullanır. Bedir Gazvesi’ne katılım göstermediği bilinir. Buna rağmen Hz. Ömer kendisini Bedri kabul eder. Hz. Ömer’in hilafet zamanlarında kadılık görevinde bulunur. Yaşadığı dönem boyunca çok sayıda kişi kendisinden kıraat dersleri alır.

Muaviye’nin Suriye’de vali görevini yürüttüğü esnada kimi sahabiler ile beraber Kıbrıs fethine dahil olur. Kimi kaynaklarda aktarılanlara göre Ebu Derda 651 senesinde Dımaşk bölgesinde vefat eder. O dönem Bâbüssagīr Kabristanı’na defnedildiği söylense de bu konuda farklı inanışlar da bulunur. Çünkü 1938 senesinde Ebu Sufyan’ın mezarının yakınlarında ona ve karısına ait mezar taşlarına rastlanılır. Taşların 5’inci yüzyıldan kaldığı ileri sürülür.