Hoca Ali Camii

Osmanlı’da pek çok cami doğrudan sultanlar tarafından inşa ettirilir. Buna rağmen bazı hayırseverlerin de ön ayak olduğu cami ve çeşmelerden söz edilebilir. Bu camilere hemen her yüzyıl içinde rastlamak mümkündür. Dönemin mimari özelliklerini bahseden pek çok cami, bugüne kadar gelmeyi başarır. Dokusu ve estetik yapılarıyla şehrin karakteristik yapısına çok özel bir boyut katan tarihi camiler, Beşiktaş, Galata, Fatih, Sultanahmet ve Boğaziçi gibi yerlerde yoğunluk kazanır. İstanbul’un en kıymetli camileri arasında yer alan Hoca Ali Camii, bugün hala ibadete açıktır. Cami, tarihi özelliklerinden ve mimari yapısından dolayı hem yerli hem de yabancı ziyaretçilerin her daim ilgisini çeker.

Hoca Ali, yaşadığı dönemde başarılı bir kaptan olarak ün yapmış olsa da bugün onunla alakalı bilgiler oldukça sınırlıdır. Kendisi adına yaptırdığı bu özel cami, Beyoğlu sınırları içinde bulunur. Tam olarak Tophane semtindeki Lüleci Hendek Caddesi’nde konumlanan tarihi yapının inşa edildiği tarih 1125’tir. Yine de kitabesi olmadığından bu bilgi kesin olarak teyit edilemez. Kaptan Ali Hoca’nın büyük çabaları sonucunda şehre kazandırılan yapı toplamda 195 metrekarelik bir alanı kaplar. Hoca Ali Camii’nin bu kadar ilgi görmesinin bir diğer nedeni de ahşap bir yapıya sahip olmasıdır. Bu durum, caminin görünümünde fark yaratır.

Hoca Ali Camii’nin çatı bölümü tümüyle ahşap malzemeden inşa edilir. Diğer yandan duvar kısımları kargirdir. Tuğla kullanılarak yapılan tek şerefeli bir minaresi bulunur. Daha önceden mescitken 16’ıncı yüzyılda camiye dönüştürülür. Tarihi caminin hemen yan tarafında aynı zamanda bir çeşme yer alır. Bu çeşmenin sarnıcı günümüzde hala itfaiye tarafından değerlendirilir. Camide görev yapan imam için ayrı bir lojman inşa edilir.