Sayılarla İstanbul
Dünya’da iki kıtada birden varlığını sürdüren ve bu denli yakın olan tek şehir İstanbul’un yüzölçümü 5 bin 343 kilometrekaredir. Ayrıca İstanbul, yüzölçümüne göre Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin en büyük 64’üncü şehridir. Bu şehir, Türkiye’nin en kalabalık nüfusuna sahip olmasıyla da bilinir. Resmi verilere göre bugün 15 milyon 519 bin 267 kişilik bir nüfus yoğunluğuna sahiptir. 2019 yılı verilerine dayanarak verdiğimiz bu rakam, bir önceki sayıma göre yüzde 3 artarak 451 bin 543 kişi artış göstermiştir.
Nüfusunun yüzde 50,20’si erkeklerden oluşan İstanbul’da yüzde 49,80 oranında da kadın nüfusu bulunur. Rakamsal olarak vermek gerekirse bu sayılar erkeklerde 7 milyon 790 bin 256 iken, kadınlarda 7 milyon 729 bin 11’dir. Resmi rakamlara göre kilometrekare başına neredeyse 3 bine yakın insanın düştüğü İstanbul’un en kalabalık ilçesi ise 954 bin 579 kişi ile Esenyurt’tur.
Bugün toplamda 39 ilçesi ve 964 adet mahallesi bulunan İstanbul’un plaka numarası 34, telefon kodu ise Avrupa Yakası için 212, Anadolu Yakası içinse 216’dır.
Biraz önce en kalabalık ilçesinin Esenyurt olduğundan bahsetmiştik. Şimdi de diğer ilçelerini sayalım. Bunlar: Adalar, Arnavutköy, Ataşehir, Avcılar, Bağcılar, Bahçelievler, Bakırköy, Başakşehir, Bayrampaşa, Beşiktaş, Beykoz, Beylikdüzü, Beyoğlu, Büyükçekmece, Çatalca, Çekmeköy, Esenler, Esenyurt, Eyüpsultan, Fatih, Gaziosmanpaşa, Güngören, Kadıköy, Kağıthane, Kartal, Küçükçekmece, Maltepe, Pendik, Sancaktepe, Sarıyer, Silivri, Sultangazi, Şile, Şişli, Tuzla, Ümraniye, Üsküdar ve Zeytinburnu’dur.
41 derece Kuzey enlemi ile 29 derece Doğu boylamı arasındaki koordinatlarıyla dünyanın en güzel şehri olarak betimlenen İstanbul’un bir de "Tarihi Yarımada" olarak nitelendirilen yeri vardır ki ona “Yeditepe İstanbul” denmesini sağlamıştır. Bu tepeler ise Topkapı Sarayı Tepesi, Çemberlitaş Tepesi, Beyazıt Tepesi, Fatih Tepesi, Yavuzselim Tepesi, Edirnekapı Tepesi ve Kocamustafapaşa Tepesi’dir.
Şehrin çok büyük, aşırı derecede yüksek ve göze çarpan yükseltileri yoktur. Buna rağmen en yüksek üç noktası sırasıyla 537 metrelik Aydos Tepesi, 438 metrelik Kayış Dağı ve 442 metrelik Alemdağ'dır. Yüzde 74’ü plato, yüzde 9,5’i ova ve yüzde 16,1’i alçak dağ ile tepelerden oluşan İstanbul’un en önemli gölleri ise Büyükçekmece, Küçükçekmece ve Durusu’dur. İstanbul Boğazı'ndaki Haliç, Tarabya ve İstinye koylarıysa bu şehirde bulunan “ria” tipi kıyının en iyi örneklerinden biridir.
Türkiye’nin ticaretine yön veren bir yapıya da sahiptir İstanbul. Buna göre Türkiye’nin yüzde 55’lik üretimi ve yüzde 45’lik ticareti bu şehirde gerçekleşir. Ve yine Türkiye’nin gayrisafi milli hasılasının yüzde 21,2’lik kısmı da İstanbul’da oluşur. Ayrıca ihracattaki toplam payı yüzde 45,2’dir. Bu oran ithalatta ise yüzde 52,2 olarak gözlemlenmiştir.
“Taşı-toprağı altın” olarak anılan İstanbul’un toprağı esasen o denli verimli ve ormanlık alan oluşumuna o kadar elverişlidir ki “Bu şehre ne ekseniz biçebilirsiniz.” denmesine sebep olmuştur. Ancak şehir içindeki ormanların ve ormanlık arazide bulunan ağaçların tür dağılımı düzensiz denebilecek şekildedir. Bununla birlikte İstanbul’un Karadeniz’e yakın kuzey kesimlerinde ve tepelerinin kuzeye baktığı yamaçlarda humuslu topraklar vardır ve bu nedenle nemcil ormanlar görülür. Güney kısımlarında ise kuraklığa dayanıklı ağaçlara rastlanmaktadır. Yazık ki son yarım asırda şehirdeki orman varlığı, nüfus artışına ters oranda azalmıştır.
Bir geçiş iklimine sahip olan İstanbul, Karadeniz ve Akdeniz iklimlerinin karması niteliğindedir. Buna bağlı olarak da ılıman bir iklim kuşağına sahiptir. İklim tipine bağlı olarak yazları nemli ve sıcak, kışları ise yağışlı ve soğuk geçen İstanbul bazen de karlı olarak sınıflandırılabilir. Kış aylarında ortalama sıcaklık 2 ile 9 derece santigrat arasında iken bu oran yaz aylarında, özellikle Temmuz ve Ağustos aylarında 18 ile 28 derece arasında seyreder.
Tüm bu iklim ve jeolojik nedenlere bağlı olarak İstanbul yılda ortalama 843,9 milimetre yağış alır. Bu yağışların yüzde 38’i kış aylarında, yüzde 18’i ise ilkbaharda görülürken, yüzde 13’ü sonbahar mevsimindedir. Şimdiye kadar bu şehirde ölçülen en yüksek hava sıcaklığı da 12 Temmuz 2000’de 40.5 derece santigrattır. En düşüğü ise 1929 yılının 9 Şubat günü ölçümlenmiştir ve -16.1 derece santigrat olarak tarihe geçmiştir.
Ayrıca şunu da belirtelim. İstanbul, doğası gereği o denli harika bir şehirdir ki şehrin genelinde 2 bin 500 bitki türü yaşadığı saptanmıştır. Ki bu da tüm Türkiye’nin dörtte biri oranına denk gelir. 200 kadarı çiçekli bitkilerden oluşan bu türlerin 40 tanesi de tamamen endemiktir. Yani yalnızca İstanbul’a özgü bitkilerdir. Bugün yazık ki artan nüfusla birlikte bu bitki türlerinin çoğunun nesli tükenmek üzeredir.
Nesli tükenme tehlikesiyle karşı karşıya gelen bitkilerin bazıları ise şu şekildedir: İstanbul çiğdemi, İstanbul kardeleni, Çatalca peygamber çiçeği, Kilyos peygamber çiçeği, Pendik sarıotu ve Boğaziçi keteni...
Son olarak bir de su kaynaklarından bahsedelim. Bugün dokuz adet baraja sahip olan İstanbul için en önemli su kaynaklarını Ömerli, Terkos, Büyükçekmece, Darlık ve Sazlıdere barajları oluşturur ki onlar da zaten bu dokuz baraj arasındaki en büyük olanlarıdır. Ayrıca bir diğer su kaynağı olan akarsulara da sahip bu şehir için başlıca akarsular Riva, Kağıthane, Alibey, Göksu, Kurbağlı ve Ayamama dereleridir.