Mardin Evleri

Mimarisiyle zamanın donduğu hissini yaratan Mardin evleri, Türkiye’nin en önemli şehir yapılaşma örneklerinden biridir. Binlerce yıllık tarihi ve kuzey Mezopotamya’da yer alan konumu itibariyle Türkiye’nin en eski yerleşkelerinden biridir Mardin. Onlarca farklı medeniyete ve yüzlerce değişik kültüre ev sahipliği yapan bu şehrin mimari yapılanması geçmişten günümüze taşınan bir tarih sayfası niteliğindedir. Mazı Dağları’nın güney eteklerine kurulmuş bu evler, ilk bakışta birbiri üzerine istiflenmiş gibi görünse de aslında doğal konumu itibariyle bu etkiyi yaratır. Mardin evleri, tepede yer alan kaleden başlayarak aşağıya doğru sanki bir basamak şeklinde dizayn edilmiştir. Genellikle kolay işlenilebilirliği ile bilinen sarı kalker taşının kullanıldığı yapılarda zorunlu olmadıkça ahşaba yer verilmediği görülür. Özgün mimarisiyle görenleri kendine hayran bırakan Mardin evleri aslında bir kapalı bölge karakteri gösterir. Taş mimarisinin en güzel örneklerinden biri olan evler, özellikle revak ve eyvan gibi yarı açık mekanlardan oluşur. Batı güneşine karşı gölgede kalabilecek bir şekilde inşa edilen evler gerek sağlamlığı gerekse ihtişamıyla bugün bile tüm güzelliğini korur. Mardin’e gelen turistleri dar sokakları, yüksek duvarları ve Anadolu toprağı rengindeki evleriyle zamanda geçmişe götüren Mardin evleri, şehrin kültür turizmini tetikleyen başlıca unsurdur.