Dara Antik Kenti

Doğu Roma İmparatorluğu’ndan günümüze ulaşan parmak izi niteliğindeki Dara Antik Kenti, her yıl binlerce turisti ağırlıyor. Kavimler Göçü ile büyük bir karmaşa yaşayan Roma İmparatorluğu, 395 yılında Doğu ve Batı Roma İmparatorluğu olarak ikiye bölünür. Doğu Roma İmparatorluğu’nun 491 yılında tahta çıkan hükümdarı Anastasius, halka hükmettiği 27 yıl içerisinde bugünkü Dara Antik Kenti’ni kurar. Milattan sonra 505’te kurulan bu antik kent, oldukça büyük bir stratejik öneme de sahiptir. Doğu Roma İmparatorluğu’nu Sasaniler’den korumak amacıyla inşa edilen Dara, aslında bir garnizon kentidir. Dara Antik Kenti, oldukça geniş bir alana yayılı durumdadır. 4 kilometrelik surlarla çevrili olan şehir bir görsel şölen niteliğindedir. Turistler tarafından çocuklarına masal anlatan bir dede olarak da betimlenen iç kale, 50 metre yüksekliğindeki tepenin geniş düzlük alanına kuruludur. Zindan, kilise, saray, çarşı, su bendi ve tophaneden oluşan Dara Antik Kenti, günümüze kadar neredeyse hiç bozulmadan gelmiştir. Tüm yapıların dış cephelerinin hala ayakta durduğu şehrin etrafında ayrıca geç Roma dönemine kadar uzanan mağara evlere de rastlanır.