Kulaksız Hamamı
14.07.2024 14:53
Fransız Yazar Montaigne, ‘Denemeler’ adlı ünlü kitabında Osmanlı’daki Müslümanların haftada ortalama üç, dört kez hamama gittiğinden söz eder. Bu sıklığın ‘aşırı ve gereksiz’ olduğunu da ekler. Oysa ki vatandaşların Osmanlı topraklarındaki hamamlara sıklıkla gitmesinin yanında evlerde de banyolar bulunur, hemen her gün yıkanılırdı…
Osmanlı Devleti'nde kamusal yapılar arasında ayrı yere sahip olan hamamların önemli bir kısmı günümüze ulaşmış durumda. Çünkü Türklerde hamam kültürü tarih boyunca sosyal hayatın ayrılmaz parçalarından biri oldu. Günümüzde olduğu gibi geçmişte de hijyen ve temizliğe büyük önem verildi. Hamam, temizlik ve hijyene dair esaslı bir kanıt. Ek olarak eski zamanların bir nevi sosyalleşme ortamıydı. İnsanlar hamamlarda toplanır saatlerce sohbet eder, keyifli zaman geçirirlerdi.
İstanbul’un dört bir yanında Osmanlı yadigarı hamamlar mevcut. Bunlardan biri olan Kulaksız Hamamı, Beyoğlu ilçesindeki Kaptanpaşa Mahallesi’nde konumlanıyor. İki sokağın birleştiği noktadaki tarihi hamam, günümüzde farklı bir amaçla kullanılıyor.
Günümüzde aktif olmayan yapı, Evliya Çelebi’nin eserinde kendisine yer bulmuştur. Kulaksız Hamamı’nda hademelerin sağır olduğu ve bu nedenle de sağırların yoğun olarak tercih ettiğinden söz edilmiştir. Muhtemelen ismi de buradan gelmiştir.
Yorumlar