Meriç Nehri

Edirne şehrinin en önemli iki nehri durumundadır. Hatta nehirlerin bulunduğu bölge ‘Sular Kenti’ olarak adlandırılır. Her iki nehrin de çevresinde önemli mesire alanları yer alır. Meriç Nehri tam olarak Bulgaristan sınırları içinden doğar ve Edirne üstünden Türkiye’ye girer. Aynı zamanda Yunanistan sınırlarının da bir bölümüne dahil olur. Meriç Nehri’nin üzerinden yer alan Meriç Köprüsü, zaman zaman Mecidiye Köprüsü olarak da anılır. Köprünün devamındaki büyük mesire ve dinlenme alanları, bölgeyle bir bütünlük oluşturur. Hem nehrin hem de mesire alanlarının varlığından dolayı Edirne halkının ilgi gösterdiği yerlerin başında gelir. Şehir içinden kalkan minibüslerle kısa süre içinde nehrin olduğu bölgeye ulaşılabilir. Meriç Nehri aynı zamanda Rumeli’nin de en büyük nehirleri arasında gösterilir. Rodop Dağı’nın kuzey bölümünden çıkan nehir, önce Filibe Ovası’nı, ardından da Edirne’yi sular ve son olarak da Batı Trakya’ya geçer. Ege Denizi’ne dökülen Meriç Nehri’nin toplam uzunluğu 490 kilomtre civarındadır. Bu mesafenin yaklaşık yarısı, Türkiye sınırları içine girer. Tunca, aslında bu büyük nehrin kollarından biri durumundadır. Tunca haricinde Ergene ve Arda isimli iki kolu daha bulunur. Nehrin bir bölümünde şık görünümüyle dikkat çeken Mustafa Kemal Paşa Köprüsü yer alır. Meriç aynı zamanda Edirne’de bir semt adıdır. Bu bölge nehirden en çok etkilenen semttir. Meriç Nehri’nin havzası Yunanistan’da yer alır. Nehrin kollarından biri Yunanistan’daki Saroz Körfezi’ne dökülür. Bu nehir aynı zamanda Yunanistan ile olan sınırımızı da belli ölçüde belirler. Meriç, Türkiye’nin en büyük 10’uncu akarsuyu olarak bilinir. Genel anlamda hırçın bir karakteristik özelliği vardır. Bu nedenle de bazı yerleşim bölgelerine debisinden dolayı zarar verebilmektedir. Kış dönemlerinde taşıdığı su miktarı ciddi anlamda artar.