Gazi Mihal Camii

Gazi Mihal Camii, Edirne’nin ayakta kalan tarihi camileri arasında yer alır. Kitabesinde yazan Arapça bilgilere göre cami II. Murad döneminde 1422 senesinde inşa edilir. Kitabede aynı zamanda Mihaloğulları soyundan olan Aziz Bey’in adı geçer. Bu ailenin; sadece Edirne’de değil, Balkanların pek çok noktasında ön ayak olduğu hayratı vardır. Evliya Çelebi 1653 senesinde, Bulgaristan’dan İstanbul’a döndüğü bir gün burayı ziyaret eder ve burasıyla alakalı övgü dolu sözler kullanır. 1907 senesinde Edirne şehrinde yer alan eserleri analiz eden C. Gurlitt, o dönem oluşan bir telaffuz hatası nedeniyle camini adını yanlış şekilde kaydeder. Hem banisini hem de caminin adını yanlış yazmasından dolayı bu camiye ilişkin yabancı kaynaklarda çok uzun süre boyunca bir karmaşa oluşur. Gazi Mihal Bey Camii’nin her iki kısmında da barınak şeklinde odalar olan tabhane yer alır. Bu bilgilerden yola çıkarak buranın geçmişte bir zaviye cami olduğu anlaşılır. 1752 senesinde gerçekleşen depremden sonra cami ne yazık ki önemli bir hasar görür. Bu depremden sonra minare kısmında çok ciddi hasarlar meydana gelir. Yıkılan minare barok tarzında yenilenir. Tarih boyunca pek çok felaketle karşı karşıya kalan Gazi Mihal Camii, özellikle 1891 senesinde de önemli bir tamirat sürecinden geçer. 1953’te yine depremden ciddi anlamda etkilenen ve belli bölümleri hasar gören camiye bu defa sahip çıkan olmaz. Uzunca süre kendi kaderine terk edilen camiyle alakalı restorasyon çalışması tam 40 sene sonra gerçekleşir. Caminin özenli bir işçilikle ortaya çıkarıldığı rahatlıkla gözlemlenebilir. Bu anlamda kayda değer detaylar barındırır. Kesme taş bir bina niteliğinde olan Gazi Mihal Camii’nin orijinal şadırvanı bugün yerinde yoktur.