Enez Kalesi

Enez Kalesi Antik dönemlerde yüksek bir tepeye konuşlanır. Prokopios’un kayıtlarına göre kale o dönem Balkanlar üzerinden gelen akınların önüne geçmek adına yapıldı. Kalenin yapımına ilişkin net bir tarih yoktur. Buna rağmen duvarlarda yer alan devşirme materyaller kalenin Bizans döneminden önce yapıldığına dair önemli doneler sunar. Aynı zamanda kaleyle ilgili ilk büyük onarımın 6’ncı yüzyıl içinde gerçekleştiği beliretilir. Kale o dönem Justinianus tarafından onarılmıştır. Antik mimari parçalar ve kese taşlar 12’nci yüzyılda gerçekleşen bu onarım sürecinde kullanılan malzemeler arasındadır. Kalenin merkez girişi doğu bölümünde yer alır. Ayrıca kuzey ve doğudan girmenize olanak tanıyan iki ayrı kapı daha bulunur. Biçim itibari ile birbirinden ayrılan 15 farklı kule, yapıyı destekler. Surun toplam yüksekliği yaklaşık olarak 25 metre civarındadır. Surun genişliği ise belli bölümlerde üç metreye yaklaşır. Surların deniz bölümüne bakan kısmında, çok köşeli bir kule yer alır. Sağ bölümdeki kule ne yazık ki bugüne ulaşamaz. Batı bölümden uzanan duvarlarsa iç kısma doğru bir eğim çizer ve güney kısımdan gelen duvarla birleşir. Bu sayede kalenin bu alanında yarım kubbeye benzer ilginç bir görüntü çıkar. Kalenin bilhassa Meriç Irmağı tarafından gelen tehlikelere karşı çok başarılı bir koruma sağladığı aktarılır. Kale çevresinde gerçekleşen arkeolojik kazılarda elde edilen bazı çömlek kalıntıları, yerleşim durumunun Kalkolitik dönemlere kadar uzandığı gerçeğini ortaya koyar. Enez Kalesi’nin bir diğer önemli kısmı da Fatih Camii’dir. Burası aynı zamanda Ayasofya Kilisesi olarak da geçer. Fatih Camii’nin çok önemli bir bölümü bugüne ulaşmayı başarmıştır. 1456 senesinde Enez’in ele geçirilmesinden sonra kilise, camiye dönüştürüldü. Fatih Camii 1965 senesine dek aktif şekilde kullanıldı.