Deli Mehmet’in Bacayla İmtihanıdır Muğla!
Türkiye toprakları için ‘baca’ yalnızca iki heceli, dört harfli bir kelime değildir; yuvadır, güvendir, sıcaklıktır, ailedir özetle bir evin her şeyidir. Ancak aile bir araya gelebildiğinde bacası tüter, o ailenin başına bir dert geldiğinde ise ocağı söner…
Maneviyatı böylesine yüksek olan evlere diğer bir anlamı da Muğla bacaları yükler çünkü burada birlikteliktir, saygıdır bacanın anlamı!
Yüzlerce yıldır çok farklı medeniyetlere ev sahipliği yapan Muğla’da neredeyse ezelden beri çeşitli topluluklar bir arada yaşıyor. Bunlar arasında Türkler, Rumlar, İngilizler, İtalyanlar var. Osmanlı zamanından bu yana sivil mimariye de yön veren bu çeşitlilik Muğla’nın bacalarında tüter. Rum ustalardan Türk ustalarına geçen bu mimari yapı özelliği, Osmanlı’dan beri el değiştirse de varlığını korur.
Muğla’da yağışlar gerçekten zorlu geçer. Halk arasında ‘Deli Memet’ denilen poyraz estiğinde yağan yağmur her cepheden aktığı için bacalar Muğla’da iklim şartlarına uygun bir şekilde dizayn edilmiştir. Üstü kapatılarak dikdörtgen biçiminde şekillenmiş, 28 alaturka kiremidin taş işçiliğinin inceliğiyle bir bütün oluşturmasıyla gelenekselleşen Muğla bacaları da şehrin siluetine anlam katmaktadır. Bu bacalar bir yandan Deli Memet’e meydan okurken bir yandan da tüm sıcaklığı ve samimiyetiyle Rum ustalara saygı niteliğini taşır.