Geçmişten Günümüze Kars
Bir Serhat Şehri: Kars
Jeopolitik konumu nedeniyle tüm tarihi boyunca savaşlara ve işgallere sahne olan Kars’ın dününden bugününe bir yolculuğa çıkmaya ne dersiniz? Bakın mesela size şöyle özel bir bilgi vererek başlayalım: Geçirdiği savaşlardan dolayı "Asker Kenti", "Paşalar Şehri" ya da konumu gereğiyle "Serhat Kenti" denen Kars; Türkiye sınırlarındaki ‘en eski Türk isimli’ şehirdir!
Dikkatinizi çekmeyi başardıysak, geçmişten günümüze Kars'ın tarihini öğrenmeye haydi başlayalım!
Milattan Önceki Dönem
Tarihi 5000 yıl öncesine kadar uzanan Kars’ın ilk medeniyet izlerini Urartular atar. Milattan önce 9 ile 6’ncı yüzyıllara tekabül eden bu zaman diliminde şehir aynı zamanda Altın Çağı’nı yaşar. Belki “Görmeden inanmam!” dersiniz ama bu şehrin her dönemin en iyi mimarları tarafından oluşturulduğuna kalıbımızı basarız! Düşünsenize, 2800 yıl önce inşa edilen su kanalları bile hala işlevselliğini koruyor!
Bu kadar güzel şehir bırakılmaz tabii, Persler de bırakmamış. Urartuların ticaret ve kültürde alıp yürüdüğü, şehri bir merkez haline getirdiği dönemler bitmek tükenmek bilmezken, Persler almış ellerinden Kars’ı ve burayı bir Anadolu eyaleti haline getirmiş. Her zaman istediğini alan ama bugün hepimizin başına bela olan paraya deyim yerindeyse tapan koca imparator Büyük İskender gelmiş ardından ve yar etmemiş Perslere bu güzeller güzeli şehri. Hemen akabinde Helenistik dönemi başlamış Kars’ın. Birbirinden güzel Helenistik tarzdaki eserlerle dolmuş, taşmış.
Dünyalık işte ne edersiniz, Sultan Süleyman’a kalmamış, Büyük İskender’e mi kalacak? Milattan önce 1’inci yüzyılda Tigran Krallığı Hükümdarı II. Tigran almış şehri. Bununla da kalmayıp Kapadokya’dan Lübnan’a kadar yayılıp buraya bir Ermeni Krallığı kurmuş. Roma da altta kalmamış tabii. Avrupa’daki kıtlığı bahane edip gelmiş güzelim Anadolu topraklarına. Adım adım fethettiği bu yerlere Anadolu ismini de yine kendi vermeyi uygun görmüş.
Roma’nın Kars’ı, Kars’ın Roma’sı
Milattan sonra 4’üncü yüzyıldayız artık. Bundan sonraki 200 yıl boyunca Roma, Kars’taki Ermenileri kontrolü altına alır. Geçen koca 2 asrın ardındansa Persler bölgeye saldırır ve şehir 7’nci yüzyıldan itibaren Emevilerin, hemen sonraysa Abbasilerin hükmüne geçer.
Altın Çağ
Tarihin tozlu sayfaları 10’uncu yüzyılı gösterdiğindeyse yeniden Ermeniler çıkar zaman sahnesine. İşte o zaman Altın Çağ başlar şehrin toprakları üzerinde. Birbirinden ihtişamlı mimarileriyle çepeçevre sarmalarlar Kars’ı. ‘1001 Kiliseli Şehir’ diye de anılan Ani’ye taşırlar yerleşkeyi. İpek Yolu’nun üzerindeki Ani böylelikle şehrin ticari başarısını ufukların ardına taşır ve bugünkü Ani Antik Kenti, Ermeniler tarafından kurulmuş olur.
Türklerin Şehri
Nice sonra Türkler gelir Anadolu’nun sınır kapılarına. Anadolu Selçuklu Devleti’nde başlayan Kars sevdası daha sonra Moğollara, İlhanlılara, Celayirlilere, Timurlara, Karakoyunlulara, Akkoyunlulara, Safevilere ve en nihayetinde Kanuni Sultan Süleyman’ın gönlüne kadar taşınır sırasıyla.
1534 yılında Osmanlı toprakları halini alır Kars. Hemen ardındansa şehrin tamamı bir askeri üs olarak düzenlenir. 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı’na kadar da bu şekilde kalır. Tarih sayfalarına 93 Harbi olarak da geçen bu muharebenin ardından şehir kaybedilir ve tam 40 yıl boyunca Ruslar tarafından işgal altında kalır.
Rusların Kars’taki İzleri
1920’de Kars şehri Türkiye Cumhuriyeti Devleti topraklarına dahil edilene kadar Ruslar şehri neredeyse ikinci Moskova olarak restore eder. Dönemin Çar’ı, baştan başa Baltık mimari tarzı istediğinden, şehre yeni görünümünü vermesi için Hollanda’dan mimarları özel olarak getirtir. Şehrin karasal iklimindeki soğuğuna mistisizm ve gizemli bir hava katan Baltık mimari tarzındaki yapılar, günümüze kadar bozulmadan gelmiştir.
Kazım Karabekir Paşa’nın Zaferi
Yakın tarih diyebileceğimiz kadar ilerledik. Artık 1900’lü yıllardayız. I. Dünya Savaşı’nın ardından Başöğretmen Gazi Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde ayaklanan Türk halkının en önemli neferlerinden olan 15’inci Kolordu Komutanı Kazım Karabekir Paşa, 30 Ekim 1920’de kurtarır kadim şehri. Hemen ardından şehrin kalesine Türk bayrağını çektiren Paşa, 16 Mart 1921 yılında Rus generaller ile imzaladığı Moskova Anlaşması’yla resmi olarak Türkiye’ye iade ettirir güzeller güzelini.