Nasreddin Hoca Arkeoloji ve Etnografya Müzesi

Osmanlı İmparatorluğu döneminde Akşehir’de Sorgu Hakimi olarak bulunan Rüştü Bey Konya’ya iki eser bırakır. Bunlardan ilki Rüştü Bey Hanı’dır. Diğeri ise babası vefat ettikten sonra ondan kalan evi yıktırarak I. Dünya Savaşı’nın başlarında yaptırdığı Rüştü Bey Konağı’dır. Bugün Nasreddin Hoca Arkeoloji ve Etnografya Müzesi olarak kullanılan yapıda Ermeni ve Türk ustalar bir arada çalıştığından dolayı yapı farklı etnik kültür izlerini bir arada barındırır. Tarih sahnesinde pek çok medeniyete ve sayısız kültüre ev sahipliği yapmıştır Konya. Rüştü Bey Konağı da şehrin genelinde rastlanan farklı kültür sentezli mimarilerdendir. Konak, 1985 yılında Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından koruma altına alınarak onarılır. 1989’da kamulaştırılan yapı, 1992’ye gelindiğinde ise Nasreddin Hoca Arkeoloji ve Etnografya Müzesi olarak halkın ziyaretine açılır. İkiz ev planlamasıyla iki katlı bir mimariye sahip olan Nasreddin Hoca Etnografya ve Arkeoloji Müzesi, arkeoloji ve etnografya bölümleri olarak da ikiye ayrılır. İlk katındaki odalarından biri Etnografik ve Arkeolojik Eser Deposu olarak kullanılan müzenin üst katında ise arkeolojik eserler bulunur. 12 odadan oluşan müzenin her odası kronolojik olarak sıralıdır. Arkeolojik eserlerden oluşan bölümde 13’üncü yüzyıldan dahi eserlere rastlanırken, etnografya bölümünde ise geçmiş dönem Konya halkının kıyafet, takı ve mutfak araçları sergilenir. Mimarisiyle ve renkleriyle yakınından geçenlerin mutlaka dikkatini çeken Nasreddin Hoca Arkeoloji ve Etnografya Müzesi, her yıl pek çok yerli ve yabancı turiste Konya’nın Anadolu kültürünü anlatır.