Kızlarağası Medresesi

İslam ilim hayatında büyük rolü bulunan medreseler, 11’inci yüzyıldan itibaren inşa edilmeye başlanmış ve sayısız alimin yetişmesinde rol üstlenmiştir. Medreselerde günümüzdeki yüksek öğrenime denk sayılabilecek düzeyde eğitim verilirdi. Öyle ki Osmanlı İmparatorluğu’nun başkenti İstanbul’da 19’uncu yüzyılda 500’den fazla medrese bulunduğu bilinir. İşte bu medreselerden biri de Fatih’in Alemdar semtindeki Kızlarağası Medresesi’dir. Mehmet Ağa Medresesi olarak da bilinen Kızlarağası Medresesi; cami, darülhadis, çeşme, hamam, türbe ve tekkeden meydana gelen bir külliyenin parçası olarak 1582’de inşa edilir. Tamamlanan medresenin harem sorumlusu olarak kayıtlarda Mehmet Ağa ismine ulaşılır. Mehmet Ağa’yı kayıtlara geçirecek kadar önemli kılan özelliği ise Osmanlı İmparatorluğu’nun Afrika’daki Kızıldeniz kıyılarında bulunan Habeş (Etiyopya) eyaletinden gelme ilk harem ağası olmasıdır. Avlusunun üzeri kapatılan medrese, öğrencilerin kaldığı 11 adet odacık ile bir dershaneden oluşur. Kare planlı dershanenin üzeri hoş bir kubbeyle kaplıdır. Kapı, pencereler gibi birçok orijinal kısmı günümüze ulaşmış durumdaki medrese yapısı, geçtiğimiz yıllarda kapsamlı restorasyon görerek ihya edildi. Güzel bir sokakta konumlanan ve kültür merkezi olarak işlev sunan Kızlarağası Medresesi, şehrin ilgi çekici tarihi destinasyonları arasında yer alır.