
İstanbul Beylerbeyi Sarayı
24.09.2024 12:03
İstanbul Anadolu Yakası’nda, Boğaziçi Köprüsü’nün hemen altında oldukça merkezi bir konuma sahip olan Beylerbeyi Sarayı, İstanbul sarayları ve kültürel mirasları arasında önemli bir yere sahiptir.
Tarihi Bizans dönemine dayanan Beylerbeyi Sarayı, yapıldığı ilk dönemlerde “İstavroz Bahçeleri” adıyla anılır, Osmanlı döneminde ise padişahların has bahçelerinden biri olarak kullanılırdı. Sarayın “Beylerbeyi” adını alması ise 16’ncı yüzyılda Beylerbeyi Mehmed Paşa’nın buradaki köşküne dayanır.
Geçmişten bugüne sayısız Osmanlı padişahın ilgisini çeken ve bu bölgeye inşa edilen köşk ve kasırlar ile farklı bir kategoride değerlendirilen Beylerbeyi Sarayı’nın günümüzdeki hali Sultan Abülaziz tarafından yaptırılmıştır. II. Mahmud’un ahşaptan yapılma Sahil Sarayı’nın yıktırıldığı yere yapılan Beylerbeyi Sarayı’nın inşası 1861 – 1865 yılları arasında gerçekleşmiş olmakla birlikte mimarı da ünlü Serkis Balyan’dır.
Sultan Abdülaziz döneminden bugüne yabancı devlet başkanlarının ağırlanmasında kullanılan Beylerbeyi Sarayı, tarih boyunca İran Şahı, Karadağ Kralı, Sırp Prensi ve Fransız İmparatoriçesine kapılarını açtı. Pazartesi ve perşembe hariç her gün 09.30 ile 17.00 saatleri arasında ziyaret edilebilen Beylerbeyi Sarayı, Sultan II. Abdülhamid’in tahttan indirilmesinden ölümüne (1918) kadar olan sürece de şahit olmuştur.
Hem Batı hem de Doğu üsluplarının harmanlandığı bu muhteşem saray gerek iç dizaynı gerekse dış cephesi ile adeta göz doldurmaktadır. Tipik Osmanlı saraylarında olduğu gibi Harem ve Selamlık olmak üzere iki ana bölümden meydana gelen Beylerbeyi Sarayı’nın süslemeleri Harem bölümünde çok daha zengindir. 26 oda, altı salon ve üç girişten oluşan sarayın bir bölümü (bodrum katı) ise mutfak ve depo olarak kullanılırdı. Rutubeti önleyen, sıcağa karşı dayanıklı döşemelerin dikkat çektiği Beylerbeyi Sarayı, Mısır’dan özel olarak getirtilen hasırlar ile kaplanmıştır.
Galeri


