Habib-i Neccar Camii

Türkiye’nin en eski camisi olan Habib-i Neccar Camii, milattan sonra 638 yılından bu yana tüm ihtişamını korur ve hala ibadete açıktır.

Hatay, binlerce yıllık tarihinde tüm semavi dinlere ev sahipliği yapar. Jeopolitik konumu itibariyle de devletlerin bulunmaz Hint kumaşı niteliğinde olan şehir defalarca savaş ve işgale tanıklık eder. İslamiyet dinini yaymak için Anadolu topraklarına girmeyi hedefleyen Müslümanlar milattan sonra 638 yılında Hatay’ı alır ve aynı yıl Habib-i Neccar Camii’ni yaptırır. Bugünün Türkiye Cumhuriyeti Devleti topraklarında bulunan ilk cami unvanına sahip yapı aynı zamanda Hz. İsa’nın havarilerine ilk inanan ve Hıristiyanlık dinini savunurken öldürülen bir Antakyalı neccarın (marangoz) adını taşır. Tarihi, dini ve sosyolojik önemi bakımından Türkiye’nin en nadide eserlerinden biri olan Habib-i Neccar Camii, tıpkı bulundukları şehir gibi semavi dinleri birleştiren bir yapıya sahiptir. Caminin kuzeydoğu yönünde Habib-i Neccar’ın ve Şem’un Safa’nın, girişinde ise Yuhanna ve Pavlos’un türbeleri bulunur. Etrafı medrese odalarla çevrili olan türbelerin yanında bulunan avlu ise 19’uncu yüzyıl eseridir.