İznik Müzesi

Bursa’nın en eski binalarından birinin restore edilerek bugünkü İznik Müzesi oluşturulmuş desek yanlış olmaz herhalde… 1388 yılından bugüne kalan bina tüm mistik atmosferiyle görenleri cezbeder. Sultan I. Murat’ın annesi Nilüfer Hatun için 1388 yılında yaptırdığı bu bina, Cumhuriyet dönemiyle birlikte çok farklı ihtiyaçlara cevap vermeye başlar. Bu dönemde uzunca bir süre depo olarak kullanılır. Müze olarak kullanılmaya başlaması 1960 yılında gerçekleşir. Osmanlı mimarisinin en başarılı örneklerinden biri olarak kabul edilen bu mekanın bilinirliği, müze olduktan sonra artmaya başlar. Müze içerisinde özellikle İznik ve etrafından toplanan arkeolojik eserler bir araya getirilir. Bu önemli müzenin bahçe kısmında Osmanlı dışında Roma ve Bizans devirlerine ait çeşitli kabartmalar, mezar taşları ya da lahitler ziyaretçilere sunulur. Ilıpınar Höyüğü’nden çıkarılan pek çok eser müze içerisinde teşhir edilir. Diğer yandan müzenin belli bölümlerinde sikkeler ve takılar da kendine yer bulur. İznik çini örneklerini merak edenler de müzeyi ziyaret edebilir. Gerek İznik gerekse de çevresinde devam eden tüm kazılardan elde edilen eserler güncel olarak müzeye aktarılır. İznik Müzesi 10:00 ile 17:00 saatleri arasında ziyaret edilebilir. Müze, pazartesi dışında haftanın her günü açık durumdadır. Doğu kısmındaki kapıda boyu bir buçuk metre civarında olan bir mermer kitabe vardır. Buradaki bilgiler binanın 14’üncü yüzyıldan kaldığı bilgisini pekiştirir. Mekan genel anlamda kare planlıdır. Aynalı kemerlerin dikkat çektiği yapı geçişli bir kubbe ile örtülüdür. Binanın ana bölümünde büyük bir aydınlatma feneri dikkat çeker. Renkli taş ve tuğla işçiliği Bizans mimarisini yansıtır. Müze içinde aynı zamanda korkuluk levhaları, kuyu bilezikleri ya da sütun başlıklarına tanıklık etmek mümkündür. Ana kısımda teşhir edilen eserlerin tarih öncesi ile Bizans döneminin sonuna kadar geçen dönemi kapsadığı anlaşılır.