Perge Antik Kenti

Tunç Çağı’na uzanan bir yolculuk olacak bu anlatımımız… Burası Helenistik dönemin en güzel şehirleri arasında başı çekmiş Perge Antik Kenti. Likya ve Kilikya antik kentleri arasındaki konumuyla tarihler arası bir köprüyü andıran Perge Antik Kenti, Antik Çağ askeri mimarisinin en önemli örneklerindendir. Yapılan araştırmalarla Tunç Çağı’ndan anlaşılan bu antik kent, kurulduğu günden bugüne Anadolu’nun pek çok uygarlıklarına ev sahipliği yapar. Kentin caddesinde kuzey ve güneye doğru boylu boyunca uzanan su kanalları, yerleşik yaşamın en büyük ihtiyacı suyun kullanımı hakkında önemli bilgiler verir. Bahsi geçen bu kanallar şehrin dört farklı anıtsal çeşmesine ve oldukça büyük iki hamamına şekil kazandırırken, Perge’ye de ‘su kenti’ unvanını bırakır. UNESCO’nun Dünya Miras Listesi’ne geçmesi adına önerilen Perge Antik Kenti, kültürel mirası ile kaşiflerin kaçınılmaz uğrak noktaları arasında yer alır. Geç Klasik Dönem mimarisine sahip Perge Antik Kenti, özellikle Roma İmparatorluğu’ndan izler taşır. Binlerce yıllık tarihiyle deyim yerindeyse zamana meydan okuyan bu kent, tarih avcılarının da gezip görmeden dönmediği yegane yer olma özelliğini taşır. Likya ve Kilikya uygarlıklarının izlerini görmeye niyetli kaşifler, Likya Yolu üzerindeki Perge Antik Kenti’nde binlerce yıllık tarihe tanıklık etmek için yarışır. Anadolu’nun en eskilerinden Perge de tüm ziyaretçilerini Akdeniz’in sıcakkanlı misafirperverliği ile karşılar.