Kırkgöz Han

Kırkgöz, Antalya’nın en az adı kadar ilginç mekanlarından biri durumundadır. Döşemealtı ilçesine bağlı Pınarbaşı bölgesinde yer alan Kırkgöz Han, şehrin en popüler kültürel mekanları arasında gösterilir. Kırkgöz Han, ismini Döşemealtı ilçesinin eski isminden alır. Bu ismin zamanında ilçeye verilmesinin nedeni ise burada ciddi düzeyde su kaynağının bulunmasıdır. Kırkgöz Han, Selçuklu döneminde II. Gıyaseddin Keyhüsrev Bin Keykubat tarafından yaptırıldı. Han, 1200’lü yıllarda İpek Yolu’nun limandan önceki son durağı olarak kullanılmıştır. Bu durum bölgenin ekonomik anlamda canlı kalmasını sağladığı yadsınamaz bir gerçek. Kırkgöz Han, yakın zaman önce geniş çaplı bir restorasyon sürecine dahil olmuştur ve sonrasında yeniden turizme kazandırıldı. Burdur yolu üzerinde yer alan ve Antalya şehir merkezinden sadece 27 kilometre uzaklıkta yer alan Kırkgöz Han’ın yapımına 1236 senesinde başlandı. Hanın yapım süreci ise tam 11 yıl boyunca devam etti. O dönem sultanların emriyle yaptırılan altı kervansaraydan biri olarak öne çıkar. Gerek çatı örtüsü gerekse de avluda yer alan kuyu ve burçları ile diğer kervansaraylardan mimari olarak ayrılır. Kırkgöz Han, savaş dönemlerinde askerlerin her türden ihtiyacına cevap verebilecek bir yapıya sahipti. İçinde yiyecek içecekler dışında, hamamlar ve silah depoları bulunurdu. Ayrıca han, o yıllarda tüccarlar için de önemli bir konaklama alanı olarak kullanılmıştır. Kırkgöz Han, 2 bin 750 metrekarelik bir alanı kaplar. Bugün mekanın otantik ruhuna uygun pek çok etkinliğe ev sahipliği yapar. Mekan; işlevselliğini ve dokusunu sürdüren ender kervansaraylardan biri olarak dikkat çeker. Hanın güney kısmında bulunan taç kapısı dikdörtgen bir prizmal biçimindedir. Enli bordür şeklinde tasarlanan sivri kemer, doğrudan cephe kısma doğru açılır. Kemerlerle duvarlara bağlanmış olan çift sıralı revaklar da özel bir renk katar. Onarım sürecinde rastlantısal olarak bir sarnıcın ağzı ortaya çıkarıldı. Aynı şekilde restorasyon devam ederken seramik fırın kalıntıları ile karşılaşıldı.