HİDAYET CAMİİ

Kalabalığı, kültür çeşitliliği, tarihe şahit oluşu ile İstanbul’u, İstanbul yapan yerlerden biri Eminönü’ndeyiz. 1814 yılında ahşap olarak inşa edilmiş Hidayet Camii süzüyoruz. 

Cami yapılmadan önce, bu sokakta kayıkhaneler ile bekâr odaları bulunu­yormuş. Yeniçerilerin kontrolünde bulunan ve halk tarafından Melek Girmez Sokağı olarak adlandırılan bu bölge, daha sonra Sultan II. Mahmud tarafından yıktırılmış ve semtin kötü şöhretini unutturmak amacıyla yerine yaptırılan camiye 'doğru yol' anlamına gelen 'hidayet' ismi verilmiştir.

Camii, belirli bir üsluba bağlı kalmadan, karışık tarzda oryantalist bir deneme olarak nitelendirilir. İki katlı olarak inşa edilen Hidayet Camii’nin doğu ve batı cephelerinde iki büyük pencere ve kubbesinde 21 pencere bulunur. Tek şerefeli bir minaresi bulunan camii, 1887 yılında II. Abdülhamid tarafından Alexandre Vallaury’ye yeniden kagir biçimde yaptırılmıştır. Merdivenle çıkılan birinci katta son cemaat yeri ve kubbeli bir harim vardır. Selâtin camilerde bulunan bütün her şeyin olduğu cami, daha sonra birtakım tamirler geçir­miştir.

Batı süsleme tarzındaki geniş saçaklı avlu kapısındaki kitabede yapılış tarihi ve geçirdiği onarılar yazan camii, 1983 yılında ve 2008 yılında da tekrar yeniden onarımdan geçmiştir.