Göksu Deresi

Boğaz’ın Anadolu yakasından denize dökülen, Antalya, Konya, Karaman ve Mersin illerinden akarak diğer ucu olan Mersin ili Silifke ilçesi güneyinde Akdeniz’e dökülen nehirdir.

Kağıthane mesiresi Yeniçeri isyanı sonrası görkemli günlerini geride bırakınca, I. Mahmut Göksu kıyısında semtin kaderini değiştirecek olan, gösterişli ahşap bir yalı yaptırır. Ardından Göksu çevresine kır kahvehaneleri birbiri ardına inşa edilmeye başlanır.

Günlük gezintileri, kayık sefaları, mehtap alemleri, orta oyunları, fasılları 17. yüzyılda Göksu’yu şehrin sosyal merkezlerinden biri haline getirir. IV. Murat da kayıtsız kalmaz bu eşsiz semte; çevresini ihya edip Gümüş Servi koyar adını.

Anadolu Hisarı’nın hemen yanında yer alan Göksu, hala tarihi dokusunu kaybetmemiş ve   dere kıyılarında kış aylarında bile yemyeşil kalan ağaçları ve asırlık çınarları ile de İstanbul’un nefes alınabilir nadide yerlerinden biri kalmayı başarmıştır. Tarihi Bizans dönemine dayanan ve o dönem ‘Potamion’ yani ‘küçük ırmak’ olarak anılan Göksu Deresi, aynı zamanda bir balıkçı barınağıdır. Göksu Nehri özel doğa yapısı nedeniyle Çevre Bakanlığı'nca koruma altına alınmıştır.

Ayrıca Göksu Dere’sinin güneyinden başlayarak 90 km'lik bir bölümünde su sporları yapılır. Genellikle yavaş akışlı bir nehir olması nedeniyle raftinge yeni başlayanların deneyim kazanmaları için son derece uygundur.

Fotoğraf Kaynağı: https://hepgezsem.com/2019/goksu-deresi/