Ahi Çelebi Camii

İstanbul’un en kalabalık ilçelerinden biri olan Fatih ilçesine bağlı Eminönü semtindeki Ragıp Gümüşpala Caddesi üzerinde yer alan Ahi Çelebi Camii, Yoğurtçular Sokağı’nda; İstanbul Ticaret Üniversitesi’nin hemen arkasında konumlanıyor. 1480 yılında banisi Ahi Çelebi’nin Mimar Sinan’a yaptırdığı cami, çok kez deprem ve yangınlardan hasar görse de tamir edildiği ve restorasyonlardan geçtiği için günümüze dek ulaşmayı başarmıştır.

Dünyaca ünlü Evliya Çelebi’nin ‘Şefaat ya Rasulullah’ yerine ‘Seyahat ya Rasulullah’ rüyasını gördüğü cami olması ile de ön plana çıkan Ahi Çelebi Camii, taşlı tuğla yapıda olup, basık ve gösterişli bir de kubbeye sahiptir. İstanbul’daki en eski Osmanlı camilerinden biri olan Ahi Çelebi Camii, İstanbul kültürel mirasları açısından da büyük önem taşır.

Son restorasyonun 1990 yılında gerçekleştiği Ahi Çelebi Camii, kimi tarihi kaynaklarda adı Mahmud ya da Ahmed olarak da geçen Ahi Çelebi’nin isteği üzerine inşa edilmiştir. Tanıklık ettiği Yavuz Selim ve İkinci Beyazıt devirlerinde iki kez hekimbaşlık yapan Türk tabibi Ahi Çelebi’nin babası ise Fatih Sultan Mehmet döneminin en ünlü hekimlerinden biri olarak gösterilen Tebrizli Mevlana Kemal’dir.

Restorasyon sürecinde minaresinin tamamen yenilendiği Ahi Çelebi Camii’nin mimari planı dikdörtgen yapıdadır. Tuğladan yapılmış dört sivri kemerin taşıdığı kubbe ve iç kısımdaki işlemeler dakikalarca incelemek isteyeceğiniz özel detaylara sahiptir.

Tamamı kurşun ile kaplanan çatı ve kubbe kısımlarının yanı sıra kubbeyi taşıyan dört ana kemerin de beyaz ve kırmızı renkli taşlar ile süslenmiş olması yapıya müthiş bir hava katmış durumda. Göz alıcı oymaların dikkat çektiği minberi ve üstü yuvarlak kemerli pencereler de Ahi Çelebi Camii’nin ayırt edici özellikleri arasında bulunur.