Van’ın Keşfedilecek Rotaları: Akdamar Kilisesi
İçindekiler
Van Gölü’nün ortasında yer alan Akdamar Adası, yalnızca büyüleyici doğal güzellikleri ile değil, aynı zamanda Akdamar Kilisesi gibi tarihi yapılarıyla da ziyaretçilerine eşsiz bir deneyim sunar. Ermenistan'ın Vaspurakan Krallığı döneminden kalma bu tarihi yapı, mimari yapısı, dini figürleri ve taşıdığı kültürel miras ile günümüzde hem tarih hem de doğa turizminin en önemli duraklarından biridir. Akdamar Kilisesi, 2007 yılında restore edilerek anıt müze olarak ziyarete açılmıştır.
Akdamar Adası Nerede?
Akdamar Adası, Türkiye'nin Doğu Anadolu Bölgesi'nde yer alan Van Gölü’nde bulunmaktadır. Ada, Van’ın Gevaş ilçesisınırları içerisinde olup, Van Gölü'nün ikinci büyük adası olarak bilinir. Doğal güzellikleri ve tarihi dokusuyla ön plana çıkan Akdamar Adası, Van Gölü’nün masmavi sularının ortasında adeta bir inci gibi parlamaktadır.
Akdamar Adası'na Nasıl Gidilir?
Akdamar Adası’na ulaşım, Van Gölü’ndeki Gevaş ilçesinden kalkan teknelerle sağlanmaktadır. Adaya ulaşmak için önce Gevaş’a kara yoluyla gitmek gerekmektedir. Gevaş’tan kalkan tekne turları, Van Gölü'nün eşsiz manzarası eşliğinde yaklaşık 30 dakika sürer. Ziyaretçiler, adaya teknelerle ulaştıktan sonra Akdamar Kilisesi’ni gezebilir ve adanın huzur dolu atmosferinde keyifli zaman geçirebilir.
Akdamar Efsanesi Nedir?
Akdamar Adası’na ismini veren dokunaklı bir efsane vardır. Efsaneye göre, Van Gölü kıyısında yaşayan bir genç kız olan Tamara, bir çobanla aşk yaşar. Çoban, her gece Tamara’yı görebilmek için gölü yüzerek adaya gelir. Tamara, çobana yol göstermek için bir fener yakar. Ancak bir gün, Tamara'nın babası bu aşkı öğrenir ve fırtınalı bir gecede feneri söndürerek çobanın yönünü şaşırmasına neden olur. Çoban dalgalarla boğuşurken son nefesini verirken "Ah, Tamara!" diye haykırır ve bu çığlık zamanla adanın ismi haline gelir: Akdamar.
Akdamar Kilisesi Tarihi
Akdamar Kilisesi, 915-921 yılları arasında Ermeni Vaspurakan Kralı I. Gagik tarafından Kutsal Haç adına inşa ettirilmiştir. Kilisenin mimarı ise Keşiş Manuel’dir. Kilise, ilk başta saray kilisesi olarak kullanılmak üzere inşa edilmiştir, ancak daha sonrasında manastır kilisesi olarak hizmet vermiştir. Zamanla kiliseye çeşitli yapılar eklenmiş; 1296-1336 yılları arasında bir şapel, 1763 yılında jamatun (cemaat evi) ve 18. yüzyılın sonlarında bir çan kulesi yapılmıştır. Akdamar Kilisesi, tarih boyunca birçok kez onarılarak günümüze kadar ulaşmayı başarmıştır.
Akdamar Kilisesi Mimarisi
Akdamar Kilisesi, merkezi kubbeli ve dört yapraklı yonca biçiminde haç planlı bir yapıdır. Dış cephesinde yer alan kabartma figürlerle dikkat çeken kilise, Ermeni mimarisinin en güzel örneklerinden biri olarak kabul edilmektedir. Kilisenin cephesinde yer alan figürler İncil ve Tevrat’tan sahneler içermektedir. Özellikle Yunus Peygamber’in denize atılması, Hz. Davut ile Kral Goliat’ın mücadelesi ve Adem ile Havva’nın Cennet’ten kovulması gibi önemli dini sahneler, kilisenin sanatsal ve dini değerini artırmaktadır. Ayrıca kilisenin kubbesi piramidal külah biçimindedir ve kiliseye dikey bir etkileyici görünüm kazandırır.
Akdamar Kilisesi İçinde Yer Alan Figürler
Akdamar Kilisesi, dış cephesindeki kabartmalar ve figürlerle de büyük bir sanatsal zenginliğe sahiptir. Kilisenin duvarlarında Hristiyanlık dini açısından önemli olaylar ve kişiler tasvir edilmiştir. Bunlar arasında Hz. İsa, Hz. Meryem, Ermeni asilleri ve saray yaşantısı gibi sahneler bulunmaktadır. Ayrıca kilisenin alt ve üst kesimlerinde yer alan asma sarmaşık kuşakları, farklı hayvan figürleri ve av sahneleriyle zenginleştirilmiştir. Bu figürler, kilisenin sadece dini bir yapı olmasının ötesinde, dönemin yaşam biçimi ve kültürü hakkında da bilgi vermektedir.
Akdamar Kilisesi Ne Zaman Restore Edildi?
Akdamar Kilisesi, 2007 yılında kapsamlı bir restorasyon sürecinden geçirilmiş ve bu restorasyon sonucunda anıt müzeolarak ziyarete açılmıştır. Kilise, 1462 yılında ilk kez yenilenmiş, 1703 yılında yaşanan bir deprem sonrasında zarar görmüş ve 1712-1720 yılları arasında yeniden onarılmıştır. Tarihi boyunca birçok kez onarılan Akdamar Kilisesi, her dönemde korunarak günümüze kadar ulaşmıştır.
Akdamar Kilisesi, Van Gölü’nün ortasında hem doğal güzellikleri hem de tarihi dokusuyla büyüleyici bir yapıdır. Ermeni mimarisinin en önemli eserlerinden biri olan kilise, dış cephesindeki kabartmalar ve mimari yapısıyla ziyaretçilerini kendine hayran bırakır. Akdamar Adası ve kilisesi, tarih ve doğanın bir arada bulunduğu eşsiz bir turizm noktasıdır.
Editör Notu
Dört yapraklı yonca biçimindeki mimarisi ve zengin figürlü taş işçiliğiyle, tarih ve doğayı bir arada deneyimlemek isteyen gezginler için mutlaka görülmesi gereken bir duraktır.