Kapadokya’ya Gitmek İçin 7 Geçerli Sebep

Kapadokya; 60 milyon yıl önce Erciyes, Hasandağı ve Güllü Dağ’ın lav ve külleriyle oluşturduğu yumuşak tabakanın, uzun yıllar boyunca yağmur ve rüzgarla aşınarak ortaya çıkan bir bölgedir. UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan Kapadokya, manzarası ve ilgi çekici yapısıyla ülkemizin en fazla turist alan bölgelerinden biri olarak karşımıza çıkıyor. Kapadokya her mevsimde ayrı bir güzel oluyor, bu sebeple bir giden bir daha gitmek için can atıyor. Peki ya Kapadokya’ya gitmeniz için 10 geçerli sebep ne? Bu yazımızda söylüyoruz.

1- Doğal Güzellik: Peri Bacaları

Dünyada sadece sayılı yerlerde rastlanan peri bacalarının en güzel örneklerine Kapadokya’nın Avanos- Uçhisar- Ürgüp arasında kalan vadilerde rastlanır.

Nasıl Oluşuyor Bu Peri Bacaları? 

Yanardağlardan çıkan, lav ve küfler yüzeyde bir tabaka oluşturuyor. Ana volkanlardan çıkan maddelerle şekillenen plato, daha küçük volkanların püskürmesiyle de sürekli değişime uğruyor. Oluşan tüf tabakasını akarsu, göl, rüzgar, yağmur gibi dış etkenlerin şekillendirmesiyle peri bacaları günümüzdeki şeklini alıyor.

Geçmiş zamanlarda bu peri bacaları yerleşim yeri olarak da kullanılmış. Hristiyanlığın yayıldığı dönemlerde içleri oyularak ibadethane haline getirilmiş ve hatta Roma döneminde mezar olarak dahi kullanılmıştır. Kayalara oyulan kiliseler ve evler Roma İmparatorluğu’nun baskısından kaçmaya çalışan insanlar için sığınak görevi de görmüş. Peri bacaları doğal yollarla oluşması sebebiyle oldukça ilgi çekici olmasının yanında, bu doğal güzelliklerin içerisinde yaşanan hayat hikayeleri de oldukça ilgi çekici.

2- Benzersiz ve Gizemli Yer Altı Şehirleri

Kapadokya bölgesi, geçmiş dönemde sık sık saldırılara uğramıştır. Bu bölgede yaşayan insanlar özellikle Roma, Arap ve Bizans saldırılarından korunmak için kendilerine yer altında yaşam alanları inşa etmişlerdir. İnşa edilen yeraltı şehirleri sadece Kapadokya bölgesinin jeolojik yapısına özgüdür. Kapadokya’daki yer altı şehirlerinin sayısının 200’ü bulduğu söylenir ancak tanınan şehirlerin sayısı 36’dır.

• Derinkuyu Yer Altı Şehri

Kapadokya’nın en derin ve en geniş yer altı şehirlerinden bir tanesidir. Bu yer altı şehri ismini içerisinde barındırdığı 52 su kuyusundan alıyor. Su kuyuları 60-70 metre derine kadar inerek hem yer altı şehirlerinin su ihtiyacını karşılıyor, hem de havalandırma sağlıyor. Kapadokya’da bulunan yer altı şehirlerinin yapılış amacı benzer olsa da bu şehirde benzersiz savunma sistemleri dikkat çekiyor. Tehlike anında girişleri engellemek için yuvarlak taşlar yerleştirilmiş ve şehrin katlarındaki koridorlar merdivenlerle birbirine bağlanmış.

• Kaymaklı Yer Altı Şehri

Kapadokya’nın yer altı şehirlerinin en büyüklerinden bir tanesidir. Neredeyse Derinkuyu Yer Altı Şehri’nin yarısı kadar büyüklüktedir. Bu yer altı şehri 1984 yılından beri UNESCO Dünya Kültür Mirasları listesinde yer alıyor.

3- Eşsiz Gün Doğumu Manzarası

Kapadokya’ya gidildiğinde yapılması gerekenlerden biri de güneş doğarken uyanıp eşsiz manzaranın tadını çıkarmaktır. Kapadokya’nın sembolü haline gelen balonlar havalandığı sırada, gökyüzü altın rengindeyken mükemmel fotoğraflar çekilebilirsiniz!

4- Balon Turu

Gün doğumunda balonları izleyebileceğiniz gibi içine binip eşsiz manzarayı yukarıdan izleme şansını da yakalayabilirsiniz. Rüzgarın yönlendirdiği balonlara bindiğinizde kendinizi kuş gibi özgür hissedeceksiniz.

5- Birbirinden Lezzetli Yemekleri

Kapadokya’yı unutulmaz kılanlardan bir tanesi de birbirinden lezzetli yöresel yemekleri. Kapadokya’ya gidildiğinde mutlaka yenmesi gereken yemekleri sıralamak gerekirse:

• Çömlek Fasulyesi
• Testi Kebabı
• Nohutlu Yahni
• Kayısı Dolması
• Düğü Çorbası
• Ayva Dolması
• Sütlü Çorba
• Nevşehir Tavası
• 
  

6- Şaraplar

Kapadokya ziyaretinde yapılabilecek aktivitelerden biri ise şarap tatmaktır. Bölge, pek çok şarap türünü aynı anda denemeye imkan tanıyor. Kapadokya’da şarap üretiminin başlangıcı tam olarak bilinmese de ilk bulgular 6.000 yıl öncesine kadar dayanıyor. Kapadokya’da bağcılığın bereketi Kızılırmak ve yöreye has tüflü topraklardan kaynaklanıyor. Tüflü toprak, asmanın kaliteli üzüm vermesini sağlıyor ve asmalarda bit yaşamasına olanak vermiyor. Kapadokya’nın volkanik yapısı sayesinde kayalar oyularak mahzen olarak kullanılıyor ve ortaya mükemmel lezzette şaraplar çıkıyor.

7- Çömlekler

Avanos’un ortasından geçen Kızılırmak Nehri, bu bölgede bir sanatın doğmasına vesile olmuştur. Kızılırmak geçtiği yerlere tüflü kızıl toprak bırakır ve bu toprak çömlek yapımında kullanılır. Çömlek atölyelerinde kendinizi sanatçı gibi hissedeceğiniz Avanos, Kapadokya’da mutlaka uğranması gereken noktalardan bir tanesidir.

Yazan: Ece Var