Kastamonu Mimarisi
Bir düşünün, yalnızca Merkez ilçesinde bile 564 tane kendine has tasarımıyla hayran bırakan mimari yapıları bulunan şehrin 400 taşınmazı en az 1 asırlık! Sivil mimari tarzının en güzel örneklerini, yüzlerce konağı ve “Keşke burada yaşasaydım.” dedirten güzellikleriyle bir bütün olan Kastamonu’nun güzeller güzeli yapılarına biraz daha yakından bakacağız şimdi. Asıl soruyu duyar gibiyiz gerçi “Neymiş bu şehrin mimarisini bu kadar özel yapan?” der gibi bakıyorsunuz, farkındayız.
En büyük özelliği Merkez ilçesinde yer alan her bir konağın avlusunun farklı mimari tarzda ve birbirinden tamamen farklı estetik anlayışıyla işlendiği -evet işlendiği(!)- bu şehrin konakları güzelliğiyle göz doldurması. Aslında tek başına bir ‘Kastamonu Konağı’ tarzı da aynen bu sebeple oluşmamış. Buranın mimarisini bu denli önemli kılan yegane unsur, birbirinden tamamen farklı tarzlara sahip bu kadar fazla yapının bir arada bulunmasıyla oluşmuş. Diğer bir öne çıkan önemli unsuru ise iki katlı konaklarında zemin katın diğer şehirdeki örnekleri gibi sağır değil, hayata, güneşe açılan bir kapı olarak kullanılabilmesinden gelir. Bu sayede Kastamonu’daki konaklar genel itibariyle 1’inci katlar aile yaşamının ortak alanı, 2’nci katlar ise evin konukları için ayrılmış özel mekanlar olarak yapılmış. Şehrin en çok öne çıkan mimari yapıları ise tam olarak aşağıda, kısa bilgi notlarıyla emrinize amade, buyurunuz.
Ballık Konağı
Misal, Ballık Konağı… İlk olarak bu yapıyı ele almamızın temel nedeni ihtişamı! 1906’nın Haziran ayında yapımı tamamlanan ve şehrin en güzel mimari yapılarından biri olarak anılan bu konak özellikle tavan süslemelerindeki ince çalışmayla öne çıkıyor.
İsmailbey Konağı
Adını Hacı İsmail Ağa’dan yani Fatih Sultan Mehmet’in öz be öz dayısından alan konakta şimdi de sıra. Fatih’in dayısı Hacı İsmail Ağa, Kastamonu Valisi olarak görev yaptığı dönemde yaptırır burayı. Daha sonra yeğeni tarafından Priştina Valisi olarak atandığından, konağı yaptırdıktan sonra içerisinde yaşaması hiç mümkün olmasa da yapının güzelliği dillere destan olarak bugüne kadar kalır.
Sirkeli Konağı
Aslında yapımına üç katlı olması amaçlanarak başlanmış olan konak, maddi yetersizliklerden dolayı ikinci katta kesilmiş ve tamamlanmıştır. 1893-1898 yılları arasında inşa edilen yapı, bugün Kastamonu Valiliği İl Özel İdare Müdürlüğünce koruma altına alınmıştır. Bugün ise Anadolu Hastanesi Kültür Merkezi olarak kullanılır.
75. Yıl Cumhuriyet Evi
Bu yapının tarihine dair kesin bir bilgi bulunmasa da Kastamonu sivil mimarisinin en önemli örneklerinden biri olduğu kabul edilir. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin 75’inci yıl kutlamaları kapsamında Kastamonu Valiliği tarafından satın alınan konak, Kutlama Komitesi’nce onarılmış ve etnografik ürünlerle bezenip 1998 yılında halkın hizmetine açılmıştır.
Sepetçioğlu Konağı
Yok yok, İstanbul’daki Sepetçi Kasrı ile karıştırmayın, bu baya baya Sepetçioğlu Konağı. Konağın yapım yılına dair kesin bir bilgiye ulaşılamasa da 1884 yılında yapıldığı düşünülmekte. Kareye yakın bir dikdörtgen plana sahip olan konak “Devrinin en güzel eser örneği” olarak kabul edilir.
Tahir Efendi (Osmanlı) Konağı
Kastamonu’nun en eski mimari yapılarından biri olan bu konak, aslında sadece zemin kat ve birinci kattan ibarettir. 18’inci yüzyıl mimarisini yansıtan duruşuyla ve vitraylarındaki muazzam ışık oyunlarıyla görenleri kendine hayran bırakan yapı, Kastamonu’nun en popüler yapılarından biridir.
Osmanlı Sarayı (Eski Belediye Sarayı)
19’uncu yüzyılın sonlarına doğru Kastamonu Belediye Binası olarak inşa edilen bu muazzam ve bir o kadar da mütevazı olan saray, tam bir nostalji güzelidir. Bir süreliğine restore et-işlet-devret yöntemiyle özel teşebbüslere verilse de 1999 yılından beri otel ve restoran olarak kullanılır.
Gelelim İnebolu Evlerine, Daha neler var neler!
Lilapaşa, Eflanili, Kırkodalı, Yücebıyıkların, Hafızbey, Zincirlioğlu ve Mazlumcuoğlu konakları… Ancak bu kadar konaktan bahsetmişken İnebolu Evleri’ni atlamak olmaz, yakışık almaz.
Efenim şöyle ki coğrafyası bakımından konut işçiliğinde kendini geliştirmiş olan güzeller güzeli şehrimiz Kastamonu tam olarak sivil mimarinin anavatanı niteliğindedir. İnebolu Evleri’nin ise ayrı bir güzelliği, ayrı bir özelliği mevcuttur. Bir kere marla (arduaz) taşı kaplanmış olan evler kırmızı, beyaz ve mavinin en göz alıcı tonlarından oluşur. Ön cephesi iki, arka cephesi ise dört katlı görünen İnebolu Evleri’nin bir diğer önemli özelliği ise içerilerinde haremlik-selamlık bölümleri oluşundan dolayı iki farklı merdiven olması. Yalnızca İnebolu’da görülmeyen bu mimari üslup aynı zamanda Abana, İlişi, Bozkurt ve Çatalzeytin ilçelerinde de sıklıkla görülür.