Geçmişten Günümüze Gaziantep - GeziBilen Dijital Rehber
Geçmişten Günümüze Gaziantep

Geçmişten Günümüze Gaziantep


Türkiye’nin en eski yerleşim kenti olan Dülük’ü de içerisinde barındıran Gaziantep’in ilk zamanlarından yola çıkarak bugüne kadar uzun ama tatlı bir yolculuğa çıkacağız. Sıkıcı tarih dersleriyle asla ve kata alakası olmayacağını garanti ettiğimiz anlatımımızı beğeneceğinizi umut eder, lafı da fazla uzatmadan şehrin ilk yıllarına doğru yola çıkar, sizleri de peşimizden gelmeniz için bekleriz, buyursunlar.

Öncelikle Dülük dedik, neymiş ne değilmiş onu öğrenelim. Gaziantep’in merkezine yalnızca 10 kilometre uzaklıkta olmasından dolayı günümüzde bile yerleşim yerleri bulunan, canlı mı canlı güzide bir tarihi yerimizdir burası. İlk yerlilerinin 600 “bin” yıl öncesine dayandığı yapılan arkeolojik çalışmalarla kanıtlanmıştır.


Geçmişten Günümüze Gaziantep'in Tarihi


Bizce bu kadar ön bilgi yeter. Şimdi de tarih sayfalarının tozunu attıralım bakalım.

Öncelikle bu şehrin bu denli eski bir yerleşim alanı olmasındaki temel nedeni anlamamız lazım. Medeniyetlerin başladığı, insanlık tarihinin geliştiği Mezopotamya’ya ve bugünkü ticaretin temellerinin atıldığı İpek Yolu’na yakınlığı Antep şehrinin önemini artırmakla kalmaz, kültürel ve tarihi bilgi birikimini de en üst düzeylere çıkartır.

Şimdi gelelim biraz da hangi medeniyetler hangi uygarlık ve kültürler gelip geçmiş bu topraklardan, onları incelemeye...

İlk çağlarda biraz önce de dediğimiz gibi Dülükler yaşamış burada. Dolike ya da Doliche olarak da bilinir kendileri. Kuruldukları ilk yıllarda Babil yönetiminin altında kalan kent, zaman çizelgesi milattan önce 1700’lü yılları gösterdiğinde ise Hititlerin egemenliğine girmiş. Daha sonrasında ise bereketli topraklarının keşfi kıtaları aşmış ve Mısır burayı işgal etmiş. Sonrası neredeyse çorap söküğü gibi gelmiş. Milattan önceki 700 yılından milattan sonraki 546 yılına kadar bu şehre sırasıyla Medler, Asurlular ve Persler hakim olmuş. Bir yüz yıl daha geçmiş ki milattan sonra 6’ncı yüzyıla gelinmiş, bu sefer de Makedonya, Selevkos ve Komagene uygarlıkları şehrin ihtişamına dayanamayıp fethetmiş. Bunca farklı uygarlıklara farklı zamanlarda da olsa ev sahipliği yapmasından kaynaklı Antep şehri de bir kültür başkenti olmuş. Zengin mutfak kültürü, örfleri ve görgü kurallarıyla bir mozaiğin tamamını oluşturmuş.

Milattan sonraki döneme gelindiğinde, Romalılar Dülük yakınlarında “Antiochia ad Taurum” adında bir kent kurmuş. Hristiyanlık dini açısından oldukça önemli bir yer haline gelen bu kent, Hz. İsa’nın havarilerinden biri olan Yuhanna’nın da Hristiyanlığı yaymak adına seçtiği kentlerden biri olmuş. O dönemlerdeki adı Ayntab olan Antep de bu misyonerlik hareketleri sonucunda milattan sonra 395 yılında Bizans İmparatorluğu topraklarına katılmış. İslamiyet’in ortaya çıkmasıyla birlikte ise Ömer bin Hattab yönetiminde Müslüman Ordusu kurulmuş ve milattan sonra 636 yılında şehir Bizans’ın elinden alınıp, İslamiyet dini yayılmaya başlamış.

1071 yılına gelindiğinde Alp Arslan yönetimindeki Büyük Selçuklu Devleti, Malazgirt Savaşı ile Anadolu’ya girmiş ve Anadolu Selçuklu Devleti olarak tarihe geçmiş. Bu savaşla birlikte Antep şehri de Selçukluların hakimiyetine girmiş. Şehir daha sonraki yıllarda bir dönem Eyyübilerin eline geçse de 1270 yılında Moğolların saldırılarına uğramış. 1389’da Dulkadiroğulları tarafından işgal edilen kent, 1471 yılında Memlüklerin de eline geçmiş.

Dediğimiz gibi bu şehir tarihi boyunca pek çok farklı medeniyete ev sahipliği yapmış. 1516 yılına gelindiğindeyse dönemin padişahı Yavuz Sultan Selim’in komutasındaki Osmanlı Devleti’nin yeniçeri ordusu, şehri topraklarına katmış. Bu tarihten sonra da şehir, Osmanlı’nın kent kültüründe oldukça önemli bir yere sahip olmuş.

Haydi, şimdi biraz daha yakın tarihe geçelim…

I. Dünya Savaşı’nı Osmanlı Devleti’nin kaybetmesiyle birlikte pek çoğumuzun da aşina olduğu Mondros Ateşkes Antlaşması yapılmış. Her ne kadar ateşkes antlaşması da olsa imzalanan bu belgeden sonra Osmanlı resmen parçalara ayrılmış. Böylelikle yüzyıllar boyunca Osmanlı’nın en önemli şehirlerinden biri olan Antep, 17 Aralık 1918’de Birleşik Krallık himayesine, 5 Kasım 1919’da ise Fransa’nın hükmüne bırakılmış.

Osmanlı’nın yıkılışının ardından tarih sahnesine Başöğretmen Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk çıkmış. Silah arkadaşlarının yardımıyla ülke halkını ayaklandırmış ve nihayetinde Kurtuluş Savaşı’nı başlatmış. Antep halkı da 1920 yılında egemenliğini kaybetmektense ölümü göze alarak direnişe başlayıp Kurtuluş Savaşı’na katılmış. Kuvayı Milliye hareketinin önemli isimlerinden ve Antep’in savunmasındaki rolü yadsınamaz olan Şahin Bey’in önderliğindeki şehir, tam 10 ay süren aralıksız bir mücadele ile egemenliklerini geri almış. Böylelikle Fransız askerleri geri çekilmiş ve şehrin resmen Türklere verildiğine dair Ankara Antlaşması imzalanmış.

Halkın kahramanca mücadelesinin ardından geri alınan Antep’e 8 Şubat 1921 tarihinde ‘Gazi’ şehir unvanı verilmiş. O tarihten beri de şehir Gaziantep olarak anılır.

Yorum Yap
GeziBilen

Tarihi, kültürel ve doğal güzelliklerimize ışık tutarak; ülkemizin tanıtımına katkıda bulunmak bizi sizlerle buluşturan temel amacımızdır.

GeziBilen Logo
Google Play Badge
AppStore Badge
AppGallery Badge
İletişim

0 (212) 274 2121

merhaba@gezibilen.com

Balmumcu Mah, Bestekar Şevkibey Sk, No:26 Beşiktaş-İstanbul

  • GeziBilen Gezi Noktaları2.500 gezi noktası

    2.500 noktayı keşfetmeye hazır mısınız?

  • GeziBilen Ülkeler4 Farklı Dil Seçeneği

    Tüm yazılı ve sesli içerikler Türkçe, Almanca, İngilizce ve Rusça

  • GeziBilen Rotalar185 Tematik Rota

    Her şehir için özel hazırlanmış onlarca tematik rota

Diğer İçerikler