Geçmişten Günümüze Erzurum
En eski ve önemli uygarlıkların yerleşim merkezlerine coğrafi yakınlığı nedeniyle Anadolu’nun en eski yerleşim yerlerinden biri olan Erzurum’un tarih sahnesine çıkması da binlerce yıl öncesine dayanır. Bu güzeller güzeli şehrin geçmişten günümüze tarihini sizler için derledik, buyursunlar.
Tarih Öncesi Dönem
Tarihin tozlu sayfaları karıştırıldığında Erzurum’un milattan önce 4900 yılına kadar uzanan bir geçmişi olduğu görülür. Milattan önce 11’inci yüzyılda ilk olarak Azzi-Hayaşa Krallığı’nın kurulduğu şehre daha sonraki yüzyıllarda -ki bu milattan önce 8’inci yüzyıla tekabül ediyor- Urartular hakim olur. 300 yıla yakın bir süre Erzurum topraklarında hüküm süren Urartuların ardından şehri milattan önce 585 yılında alan Medler ise yalnızca 35 yıl bu toprakların hakimiyetini elinde tutmayı başarır. Ardından gelen Pers İmparatorluğu, tüm kültür ve bilgi birikimini aktarır güzeller güzeli şehrin topraklarına. Onlardan 200 yıl sonra milattan önce 330 yılına gelindiğindeyse durdurulamaz bir hızla büyüyen Makedonya’nın Büyük İskender’i alır şehri. İskender’den sonra gelen Seleukos İmparatorluğu tam 203 yıl boyunca varlığını sürdürse de bu topraklarda, milattan sonra 120’de Partlar’a karşı kaybederler Erzurum’u. Nitekim tarih öncesi dönemden milattan sonraya geçişte şehrin sahibi Romalılar olur ve milattan önce 395’e kadar onları elinde kalır. 395’te Bizans İmparatorluğu tarafından alınan şehir 610’da Sasaniler’in şehri işgal etmesine kadar Bizans kültürüyle şekillenir. Tüm bu bilgilerden de anlaşılacağı üzere milattan önce 4900’lerde kurulduğu düşünülen Erzurum’un bilinen en önemli ilk sakinleri arasında Hurriler, Asurlar, Kimmerler, İskitler, Medler, Persler, Romalılar ve Bizans bulunur.
Milattan Sonra Erzurum
Doğu Anadolu’nun en büyük şehri olan Erzurum, milattan sonra 395 yılına kadar Bizans (Doğu Roma) hakimiyetinde kalır. Daha sonra Sasaniler ve Bizanslılar arasında yeniden el değiştiren şehirde Bizanslılar 422’de Theodosiopolis adlı şehirlerini kurarlar. 633 yılına gelindiğinde ise Ömer bin Hattab’ın yönetimindeki Müslüman ordular tarafından kuşatılarak alınan Erzurum, aynı yıl itibariyle Müslümanların eline geçer. Bu tarih itibariyle şehir nüfusu hızla artmaya başlar ve 200 bini bulur. Daha sonraki yüzyıllarda İslam devletlerinin aralarında çıkan anlaşmazlıklar neticesinde zayıflayan Erzurum, yeniden Bizans’ın eline geçer. Bir süre kadar devam eden Bizans hakimiyetine ise Selçuklular 1048 yılındaki Pasinler Savaşı ile son verir. Daha sonraki yüzyıllarda Anadolu’nun ilk Türk Beylerbeyliği Saltıkoğulları’ndan İlhanlılar’a, Karakoyunlular’dan Timur’a kadar pek çok kez farklı kuşatmalar yaşayan Erzurum’un nihai fethi Osmanlı Devleti tarafından gerçekleştirilir. 1514 yılında Yavuz Sultan Selim komutasındaki yeniçeri ordusunun aldığı şehir Kanuni Sultan Süleyman döneminde devletin topraklarına resmen katılmış olur.
Yakın Dönem
1800’lü yıllara doğru gelindiğinde dönemin Rus hükümetinin Erzurum’u tam üç kez istila ettiği görülür. Bunlar sırasıyla 1828, 1829, 1878 ve 1916 yıllarında gerçekleşir. Her seferinde yeniden milletin egemenliğine geçen şehir; I. Dünya Savaşı’nın ardından Osmanlı’nın kaybettiği topraklar üzerine yeni bir Türk devleti kurmak isteyen Başöğretmen ve Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün de halkı bilinçlendirip Kurtuluş Savaşı’nın başlangıcını hazırlama sürecinde kongre düzenlediği şehirler arasında yerini alır.
Bugün
Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin en önemli ve manevi değeri en yüksek şehirlerinden biri olmasının yanında kurtuluşun ve halkın egemenliğinin en önemli göstergesi olarak varlığını sürdüren; Atatürk’ün ilke ve inkılapları doğrultusunda gençlerini yetiştiren ve cumhuriyetin tüm gerekliliklerini yerine getirmek adına çaba sarf eden Erzurum; geçirdiği tüm zorlu süreçlere rağmen bugün vakur duruşunu bozmadan turizmin gerektirdiği tüm yetileri de içinde barındırarak Türkiye’deki kış turizminin gözde şehirlerinden biri konumunda varlığını sürdürür.