Edirne’nin Ziyaret Edilmesi Gereken Durakları

Edirne; Romalılar, Yunanlar ve Osmanlı tarafından yönetilen ve birçok tarihe tanıklık etmiş bir şehirdir. Edirne’ye onu yöneten her imparatorluktan farklı bir miras bırakılmıştır. Bu şehirde birçok farklı mimari güzelliğe tanık olmak mümkün. 

Saatli Medrese

II. Murat tarafından 1437-1447 yılları arasında inşa ettirilen medrese, Osmanlı’nın Edirne’de yaptırmış olduğu ilk medreselerden biridir. Bu sebeple tarihi açıdan önemi büyüktür. Fatih Sultan Mehmet’in eğitimini bu medresede aldığına dair bilgiler bulunur.

Peykler Medresesi

Farklı ve güzel kapısı, ince işlenmiş mimari detaylarıyla dikkat çekiyor. Peyk kelimesi, padişahın yanında bulunan çok kıymetli asker anlamına gelmektedir. Kare planlı olarak inşa edilen medresenin 18 odası bulunmaktadır.

Selimiye Cami

Mimar Sinan’ın ustalık eserim dediği bu cami, Edirne’ye gidildiğinde mutlaka ziyaret edilen bir yapıdır. Oldukça ihtişamlı bir yapısı vardır, dört adet minareye sahiptir. Minareler farklı açılardan bakıldığında 2 tane gözükür. Cami’de 999 tane pencere bulunur, bu pencerelerin Allah’ın mükemmelliğini simgelediği savunulur.

Eski Cami

Edirne’nin merkezine inşa edilen Üç Sultan Cami’sinin en eskisidir. Cami, 1430 senesinde I. Bayezid’in oğlu Emir Süleyman Çelebi’nin emri ile inşa edilmiştir. Üç Şerefeli Cami inşa edildikten sonra Eski Cami adını almıştır.

Üç Şerefeli Cami

Osmanlı sultanlarından 2. Murat’ın emri ile yaptırılan bu cami, Edirne’nin çarpıcı yapılarından biridir. Minaresindeki işçilik özeldir, bundan dolayı “Burmalı Cami” olarak anılır. Adını 67,62 metre yükseklikteki üç şerefeli minaresinden alır.

Muradiye Cami

Mescidin duvarlarını süsleyen çinilerle Edirne’deki diğer camilerden farklı ve daha fazla dikkat çekici bir yapıya sahiptir. Muradiye Cami’nin, II. Murad’ın Mevlana Celaleddin-i Rumi’yi görmesi sebebiyle inşa edildiği rivayet edilmektedir. İlk olarak Mevleviler için yaşam alanı olarak yapılmış daha sonra camiye çevrilmiştir.

Rüstem Paşa Kervansarayı

Mimar Sinan’ın etkileyici eserlerinden biridir. Kanuni’nin sağ kolu Rüstem Paşa’nın isteği üzerine yapılmıştır. Katlı bir yapı olan Rüstem Paşa Kervansarayı, 1972 senesinde restore edilmiş ve otel olarak kullanılmaya başlanmıştır. Restorasyonun başarısı sayesinde 1980 yılında “Ağa Han Mimarlık Ödülü” kazanılmıştır.

Ekmekçizade Ahmet Paşa Kervansarayı

Bu kervansaray, Edirne’nin tarihi eserleri arasında önemli bir yere sahiptir. Ahmet Paşa Kervansarayı, “Ayşe Kadın” ya da “Eşe Kadın” olarak da bilinir. Kervansarayın kapısındaki iki küpe figürü sebebiyle “Küpeli Han” olarak da bilinir. Hanın kapıları develerin geçebilmesi için oldukça yüksek tasarlanmış, bu sebeple “Deve Hanı” olarak da anılmıştır.

II. Beyazid Külliyesi (Sağlık Müzesi)

Camideki çeşitli desenler, ince işçilikler ve süslemeler II. Beyazid Külliyesi’nin diğer camilerden daha etkileyici olmasını sağlamıştır. Mimari güzelliği sayesinde şehrin diğer önemli camileri Selimiye Cami ve Üç Şerefeli Cami ile birlikte anılır. Bir darüşşifası da bulunan külliye zamanının oldukça ötesinde bir yapıdır. Psikolojik hastalıkların müzik ve çeşitli terapi yöntemleriyle tedavi edilmiş olması yapıyı öne çıkarır. Günümüzde Sağlık Müzesi olan külliye tam anlamıyla zamanda yolculuk hissi yaşatır.

Sveti Georgi Bulgar Kilisesi

Aziz Konstantin Kilisesi olarak da bilinen bu kilise, 9 Mayıs 1880 senesinde kutsanmıştır. Kilisenin inşası, Sultan II. Abdülhamid ve Edirne Valisi Rauf Paşa tarafından gerçekleştirilmiştir. Kilisede aynı zamanda Bulgar kültürüne ait farklı etnografik ögelerin sergilendiği bir sergi ve kütüphane de bulunmaktadır.

Kutsal Büyük Sinagog (Edirne Büyük Sinagogu)

Sinagog, Fransız mimar France Depré tarafından “Moorish Revival” tarzında inşa edilmiştir. Büyük Kutsal Sinagog, Türkiye’deki en büyük sinagogtur. Avrupa’nın da en büyük sinagoglarından biri olarak kabul edilmektedir. Kutsal Büyük Sinagog Yahudi dünyası için önemli bir ibadethanedir.

Meriç Köprüsü

Turistik anlamda oldukça dikkat çeken Meriç Köprüsü, işlemeleriyle ve çarpıcı mimarisiyle Edirne’nin odak noktalarından bir tanesidir. Köprünün uzunluğu 263 metre, genişliği de 7 metre kadardır. Kemer kısımlarında Selçuklu mimarisinden parçalar görülür. 13 ayak üzerinde duran köprüde,12 kemerden su geçişi sağlanır. En önemli turistik noktalardan biri olan Meriç Köprüsü’nün çevresinde birçok işletme yer alır. Çayını, kahvesini manzarada içmek isteyenler için oldukça uğrak bir noktadır.

Uzunköprü (Ergene Köprüsü)

Uzunköprü, dünyanın en uzun taş köprülerinden biridir. 174 adet kemeri, üzerindeki çeşitli hayvan işlemeleriyle dikkat çeker. Unesco tarafından koruma altına alınan köprü, şimdilerde restore ediliyor.

Adalet Kasrı

Adalet Kasrı’nın 1561 yılında Kanuni Sultan Süleyman tarafından, Mimar Sinan’a yaptırıldığı bilinmektedir ancak bu bilginin kesinliği yoktur. Osmanlıdaki birçok kanunun burada yazıldığı söylenmektedir. Kulenin birkaç metre ilerisinde seng-i ibret (ibret taşı) ve seng-i arz (dilek taşı) bulunur, bu taşlar da burayı önemli bir durak haline getirmektedir.

Eski Tren Garı (Güzel Sanatlar Fakültesi)

II. Abdülhamid döneminde, Mimar Kemaleddin tarafından 1873 senesinde inşa edilen gar, İstanbul’daki Sirkeci Garı örnek alınarak yapılmıştır. Bu tren garı, savaş sonrasında Osmanlı sınırlarının ötesinde kalmıştır. 1923 yılında imzalanan Lozan Anlaşması ile Yunanistan, tren garını tazminat olarak yeni kurulan Türkiye’ye teslim etmiştir. Binanın bahçesinde Lozan Anlaşmasını sembolize eden Lozan Anıtı da yer alır. Şimdilerde fotoğraf çekilmek isteyenlerin uğrak noktası haline gelmiştir. 

Bedesten

Bedesten Çarşısı, 1418 yılında inşa edilen ve günümüze kadar yapısını koruyan bir noktadır. Aynı zamanda Eski Cami’nin de yapımını sağlayan, I. Mehmed tarafından Mimar Alaeddin’e yaptırılmıştır. Bedesten Çarşısı, caminin bakımı ve çalışanlarının maaşlarını karşılamak için inşa edilmiştir. 

Beyaz kesme taşlardan ve kırmızı duvarlardan oluşan çarşı, oldukça ince bir işçilikle inşa edilmiştir. 36 odası ve dış kısımda tüccarlar için dükkanları bulunur. İki sıralı 14 kubbe yapının üstünde yer alır.

Yazan: Ece Var