Bir Destanın Şehri; Çanakkale
Adını taşıyan savaşına gelmeden çok öncelere gidelim öncelikle. Bu şehir için tarihin başladığı dönemlere… Çanakkale’deki ilk yerleşimciler bugünden yaklaşık 6000 yıl önce şehrin topraklarında yaşamaya başlar. Yani Bakır Çağı’na kadar uzanır bu boğaz şehrinin ilk yerleşik insan tarihi.
Son yıllarda yapılan arkeolojik kazı çalışmalarında görülür ki bu şehrin ilk yerlileri Kumtepe civarında yaşamış, milattan önce 4800 ile yine milattan önce 4000 yılları arasında varlık göstermişlerdir.
Önce Azıcık Öz Geçmiş
Adını Homeros’un İlyada’sına da Yunan Mitolojisi’ne de veren Troia, -Bugünkü adıyla Çanakkale- milattan önce 3000 yılında kurulsa da şehrin altından geçen fay hattının kırılması sonucu oluşan büyük bir depremle milattan önce 2500 yılında yerle bir oluvermiş. Daha sonraki yüzyıllar içerisinde çeşitli kavimlere ev sahipliği yapmış olsa da şehir Lidyalılar tarafından alınmış. Bir 100 yıl kadar da Lidyalıların hakimiyeti devam etmiş. Hemen ardından ise Persler gelmiş. Pers İmparatorluğu’nun en önemli imparatorlarından biri olan Darius ve Xerxes bölgeyi stratejik bir nokta olarak görmüş ve ellerinde tutup, var güçleriyle savunmayı hedeflemiş. Hatta yazılı kayıtlarda Yunan Tarihçi Heredot’un yazdığına göre bu şehirde Avrupa kıtasına geçiş için yapılan ilk köprüyü de yine Xerxes yaptırmış.
Çok uzatmadan konumuza dönelim ve özet geçelim biraz. Çoğumuzun izlemelere doyamadığı “Sparta” filmine de konu olan Çanakkale, milattan önce 386 yılında Spartalılar ve Persler arasında yapılan Kral Barışı sonucunda Pers hakimiyetinin git gide güçlendiği bir şehir olarak tarih sahnesine daha güçlü adımlarla çıkar. Çıkar çıkmasına da Makedonya Kralı Büyük İskender de “Ben geliyorum, ben!” dercesine atılıverir Perslerin üzerine. Tarih milattan önce 334’tür. Sonrasında Büyük İskender aniden ölünce şehir yine başkaları tarafından yönetilmeye, bambaşka kültürlere ev sahipliği yapmaya başlar.
Tarihin tozlu sayfalarının bizlere aktardığına göre milattan önceki 133 yılında o dönemin Çanakkale hükümdarı Bergama Kralı III. Attalos ölmeden önce bir vasiyet düzenler. Vasiyete göre kral öldükten sonra şehir Romalılara bırakılacaktır. Öyle de olur. Roma İmparatorluğu’nun himayesine geçen Çanakkale kısa sürede Asya eyaletine bağlanır. Roma 395 yılında ikiye bölününce de Doğu Roma İmparatorluğu’nda sabit olarak kalır.
“Peki, her şey iyi hoş da nerede bu Türkler?” dediğinizi duyar gibiyiz. Hemen o konuya da geliyoruz, sabırsızlanmayınız. Sonuçta 300-500 yıllık bir şehirden bahsetmiyoruz. Bu şehrin özet tarihçesi bile bir destan. Gerçi asıl destana henüz gelmedik ya, neyse…
11’inci yüzyılın sonlarına gelindiğinde şehirdeki ilk Türk hakimiyeti başlar. Dünyaca ünlü deniz komutanı Çaka Bey’in seferi sonucunda alınan ve sonrasında Karesi Beyliği hükümdarlığıyla yaşamına devam eden şehir, tarihler 1361 yılını gösterdiğinde Osmanlı İmparatorluğu’nun eline geçer. Ve tam 6 asır boyunca Osmanlı’nın en önemli şehirlerinden biri olur.
İstanbul’un fethinde bile katkısı olan ve sırf bu amaçla Fatih Sultan Mehmet’in Kilitbahir Kalesi’ni yaptırdığı bilinen Çanakkale, yazık ki I. Dünya Savaşı sonrasında kaybedilir ancak hemen ardından büyük bir kurtuluş mücadelesine de sahne oluverir.
Destan Başlıyor
İnanın mübalağa yapmıyoruz. Birbirine atılan iki merminin havada çarpışma olasılığı milyarda birdir. Buna rağmen Çanakkale Savaşı’nda bu birbirine geçmiş mermilerden yüzlercesi bugün sergilenen eserler arasındadır. Tüm zorlu çatışma ve savaş koşulları sonucunda Çanakkale ‘Geçilmez’ unvanını almıştır.
Başöğretmen Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğinde başlar savaş… Düşünsenize sırf kendilerinden sonra gelecek askerler için gözlerini bile kırpmadan koskoca bir alay şehit olmak adına ölüme gülümseyerek yürür burada… O günden beri de ‘57. Alay’ bir daha Türkiye’de başka bir alaya isim olarak verilmez. Kendini şehitlikle şereflendiren kahraman Türk askerlerini torunları da bu şekilde yad eder.
Ayrıca şunu da belirtmeli ki savaşın ardından gemiler Çanakkale Boğazı’ndan geçerken “Çanakkale Geçildi” ifadesini asla kullanmaz. Bunun yerine “Çanakkale’den Çıkıldı!” yazarlar seyir defterlerine. Tüm dünyanın saygıyla andığı Çanakkale Savaşı böylelikle 100 yıldan fazladır vatan sevgisinin önemini anlatan en önemli olaylardan biri olarak tarih sahnesine işlenir.
Ve son söz… Türk milletinin bağımsızlığı uğruna göze aldığı tüm fedakarlıkların temsili şehri olan Çanakkale’de Başkomutan Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk komutasında şehit düşmüş tüm askerlerimizin ruhu şad olsun!