Hem Spor Hem Gezi! Dünyanın En Güzel Yürüme Rotalarından Likya Yolu

Kelime anlamı olarak “Işık Ülkesi” anlamına gelen Likya bölgesi, Fethiye ve Antalya Körfezleri’nin Akdenize döküldüğü, bugün Teke Yarımadası denen bölümü kapsamaktadır. Likya yürüyüş rotası ise bu bölümde yer alan 52 antik kentle birlikte 19’unun görülebildiği, Türkiye’nin ilk uzun soluklu yürüme parkurunun ilki ve dünyada yer alan en uzun 10 yürüyüş yolu arasında bulunuyor. 

Bu yazımızda siz okurlarımıza genel bir fikir vermesi için Likya Yolu’ndan kısaca bahsedeceğiz, çünkü bazı şeyler anlatılmaz, gidip yerinde görmek gerekir.

Likya Yolu Nedir? 

1992 yılında çalışmalarına başlanmış olup patikalarının bazı kısımlarının işaretlenmesiyle birlikte 1999 yılında hizmete açıldığı biliniyor ancak bahsettiğimiz Likya Yolu, Fethiye’den başlayıp Antalya’ya kadar uzanan 555 km’lik bir mesafeyi kapsıyor, yani Likya Yolu yürüyüş rotasının büyük emeklerle turizme kazandırıldığını tahmin edebilirsiniz.

Hala büyükler emekler verilmeye devam edilen yürüyüş rotasının öncülüğü üstlenen bir ismi mutlaka anmalıyız bu yazımızda. 

Rotanın Mucidi

Kate Clow, 90’lı yıllarda bir proje için İstanbul’a geldiğini ve zaten bir gezgin olduğu için arkeolojiye ve doğaya olan merakından dolayı fırsat yakaladığı bir anda tatil için Antalya’ya geldiğini ifade ediyor. Hikayenin burdan sonrasını tahmin etmek zor değil. Bugün hala Antalya’da yaşayan Kate Clow aradığı yerin Antalya olduğuna ikna olduktan sonra Likya Yolu ile ilgili araştırmalarına devam ediyor ve bu alanda da bir sürü rehber- kitap niteliğinde eserler üretmeye devam ediyor. Pandemiden önceki yıllarda Likya Yolu yılda yaklaşık 2000 kişinin yürüdüğü yollardan biri olarak listede yer alırken eşsiz manzaralarında fotoğraf çektirmek isteyen ziyaretçiler ise bu sayının daha da üzerinde.

Likya Yolu’nda Nelere Dikkat Etmeli?

Likya Yolu’nun birden çok yürüme parkuru bulunmakta. Parkurlardan bazıları 4-5 veya 8-10 saatlik yürüyüş mesafesi uzunluğunda. Yolun tamamını yürümek ise 45 günü rahatlıkla bulabiliyor. Yürümeye karar verdiğiniz Likya Yolu’nun zorluk seviyesi orta-üst derece. Yani ilk defa böyle bir tecrübe edinecekler için mutlaka dikkat edilmesi gerekilen birden çok madde var.

Öncelikle yürümeye başladığınız yol bir kıyı şeridinde sadece dağlık arazi diyebileceğimiz bir coğrafyada gerçekleşiyor. Yanınızda yeterli miktarda su bulundurmaya özen göstermelisiniz. Dağlık arazinin içerisinde herhangi bir durumda yardım isteyebileceğiniz yörük köyleri bulunsa da kendinizi doğadaki akrep, böcek, kene veya ormanların ev sahipliği yaptığı diğer hayvanlardan korumanız gerekmektedir. 

Uygun kıyafet seçimi ise bir diğer faktör. Mutlaka bileklerinizi saran hafif bir ayakkabı ve pamuk giysiler tercih etmenizde fayda var. Yürüyüş boyunca size yol gösteren tabelalar ve işaretler bulunmakta ancak tabelalar her alanda aynı yoğunlukta bulunmuyor. Ayrıca ne olur ne olmaz diye yanınızda bulundurmak istediğiniz yürüyüş malzemelerini dikkatli seçmelisiniz çünkü yürüdüğünüz sırada çantanızdaki ağırlıklar size istemesenizde mola verdirtmek zorunda bırakabilir. 

Maceraseverlere Tavsiyeler

Likya Yolu’nu yürümek için en güzel zamanlar olarak Nisan-Mayıs ve Eylül-Kasım ayları. Aynı zamanda bu aylarda doğanın getirdiği zorluklarla mücadele etmek nispeten daha kolay olabilir. Yürüyüş sırasında Yunan ve Roma medeniyetlerine ev sahipliği yapmış olan bir çok antik kent görülüyor bu yüzden yanınızda Kate Clow’un yazdığı Likya Yolu kitabının yanında bir de tarih kitabı bulundurmanızı tavsiye ediyoruz. Ayrıca bu noktada, yürüyüş öncesi hazırlık aşamasında ve yürüyüş sırasında Kültür Turizm Bakanlığı’nın hazırladığı, Likya Yolu sayfasını incelemeniz size çok yardımcı olacaktır. 

Yürüyüş parkurlarının başlangıç bitiş noktalarının haritalarla gösterildiği, yürüyüş sırasında gördüğünüz yerlerle ilgili genel bilgiler içeren belgeseller ve araştırmalar yeterli düzeyde ayrıntıyla sunulmuş durumda. Bu bilgilere linkten ulaşabilirsiniz.

Eğer konfor alanınızı ilk defa terkedip bu yürüyüşü tercih ediyorsanız bazı güzergahlar üzerinde tuvaletleri kullanabileceğiniz kamp alanları bulunmakta, başlamadan önce onları da kontrol etmek vereceğiniz doğru kararlardan bir tanesi olur. Şayet bu yürüyüşü yapmaya karar verirseniz, dünyanın en güzel manzaralarının size eşlik edeceğini unutmayınız.

Yazan: Şebnem Gürer