Cumhuriyet Şehri Ankara'nın Mimarisi
Binlerce yıllık tarihe sahip olan Türkiye’nin başkenti Ankara’nın mimarisini inceleyeceğimiz yazımıza hoş geldiniz.
Her ne kadar binlerle ifade edilen bir zamandır varlığını sürdürse de Ankara, bugünkü mimari görüntüsüne Cumhuriyetin ilanından sonra ulaşmış. ‘Birinci Ulusal Mimarlık Akımı’ ile şekillenmiş olan Ankara’nın günümüzdeki silueti, büyük bir hızla gelişmiş.
Bir bürokrasi şehridir Ankara… Mimarisi de ona göre şekillenmiştir. Milli Savunma Bakanlığı Binası, İçişleri Bakanlığı Binası, Bayındırlık Bakanlığı ve Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin yapısal özellikleri de bunu en güzel anlatan örneklerdendir.
Memurlar şehridir Ankara ve pek tabii memur çocuklarının. Haliyle memur konutlarının ağırlıklı olduğu göze çarpar. Ayrıca her ne kadar Birinci Ulusal Mimarlık Akımı’nın etkisinde olsa da Erken Cumhuriyet Dönemi’nin de önemli örneklerini bünyesinde barındırır. Buna da en güzel örneklerden biri Sait Bektimur Evi olarak gösterilebilir. Ayrıca Sait Bektimur Evi’nin 1920’li yıllarda yapıldığı sanılır ve bu nedenle Erken Cumhuriyet Dönemi ürünlerinden biri olarak değerlendirilir. Yapının birçok ögesi de Ulusal Mimarlık Dönemi yapılarında görülen ortak özelliklerdir.
Çatı penceresinde kemer kullanımı, saçak altı ve payandaların taşıdığı balkon biçimlenmesi gibi özelliklerin ağırlıkla bulunduğu Ankara’daki mimari görünümlerde pek tabii en çok öne çıkan yapı Anıtkabir’dir. Anıtsal yönünün ağır bastığı Anıtkabir’de ağırlıklı olarak kesme taş malzemesinin kullanıldığı dikkat çeker. Bununla birlikte Selçuklu taş işçiliği motiflerini de barındıran bir mimariye sahip olan Anıtkabir, bu haliyle hem geleneksel hem de modern mimariyi bir arada verir.
Geçmişini unutmayan ancak geleceğine de dört elle sarılan Ankara’nın mimarisi bizim gözümüzden bu şekildeydi. Başkentle ilgili başka blog yazılarımıza da bekleriz.