Aya Eleni Kilisesi

Tarihte milattan sonra 1’inci ve 4’üncü yüzyıl arasındaki zaman dilimine adını veren Erken Hristiyanlık döneminde Konya, önemli bir sosyo-kültürel merkez olarak öne çıkar. 327’de Bizans İmparatoru’nun annesi Helena, hac amaçlı Kudüs yolculuğu sırasında Konya’da kalır. Hristiyan kültürüne dair çeşitli öğeleri, örneğin oyma mabetleri görüp çok etkilenir. Bunun üzerine bir mabet yaptırılmasını ister. İşte Konya’da asırlardır ayakta duran Aya-Elena Kilisesi’nin yapımı böylelikle başlar. Yüzyıllar boyunca onarım gören, buna karşın aslına yakın şekilde günümüze gelmeyi başaran Aya Eleni Kilisesi’nin dört ayağa oturtulmuş kubbesindeki açıklıklardan 4 adedi pencere olarak tasarlanırken diğer 4’ünde Hz. Meryem ve havari resimleri yer alır. Bu resimlerin hemen hemen hiç bozulmadan çağımıza ulaştığı görülüyor. 8 açıklıklı bu bölümün tepesinde de yine çok iyi durumdaki Hz. İsa resmi görülebilir. Kubbenin diğer geçiş elemanlarında da çok miktarda resim görülebiliyor. Oldukça iyi durumdaki görsel atmosfer, görenleri asırlar öncesine götürüyor. Kilise, yöreye özgü bir yapı malzemesi olan sille taşı kullanılarak yapılmış. Avlu bölümündeki kayaların oyulmasıyla oluşturulan odalar ilginç bir detay olarak öne çıkıyor. Aya Eleni Kilisesi’nin diğer ilgi çekici bölümleri arasında taş merdivenleri, ahşap vaaz kürsüsü ve bir sanat eseri şeklinde tanımlanan kafes bölümleri sayılabilir.