
Ankara'nın Müzeleri
23.01.2025 13:28
Ankara'nın müzeleri, tarih ve kültürü bir arada keşfetmek isteyenler için eşsiz bir rota sunuyor. Anadolu Medeniyetleri Müzesi’nden Cumhuriyet Müzesi’ne, şehrin köklü geçmişine ışık tutan bu mekânlar, sanat ve tarih severlere unutulmaz bir deneyim sunuyor.
Ankara'nın Müzeleri Haritada Gör
1. TBMM I. Binası (Kurtuluş Savaşı Müzesi)



Ankara’nın Altındağ ilçesinde yer alan Türkiye Büyük Millet Meclisi I. Binası, bir diğer adıyla bugünkü Kurtuluş Savaşı Müzesi, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin kuruluşu sırasındaki çalışmaları bugün gözler önüne serer.Hiç kuşkusuz ki milletlerin tarihlerindeki bazı olayların, anıların, hatta yapıların farklı anlamlar taşıyabilmesi olasıdır. Ankara da Türkiye için Cumhuriyetin kuruluş öncesi, kuruluşu ve sonrası adına hem stratejik konumu hem de karakteristik özellikleri ile ayrı bir öneme sahiptir. Bu kapsamda şehrin dokusuna sirayet eden Türkiye Cumhuriyeti tarihinin ilk evrelerine dair önemli kültürel miraslardan biri de Altındağ ilçesindeki Türkiye Büyük Millet Meclisi I. Binası, bir diğer adıyla Kurtuluş Savaşı Müzesi’dir. Yapının inşasına 1915 yılında farklı amaçlarla başlanır. Sonraki yıllarda doğan farklı ihtiyaçlara en iyi yanıtı vereceği düşünülerek Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin toplandığı yer olarak tarihe geçer. Bugün müze olarak hizmet veren yapının açılışı 23 Nisan 1981’de Kurtuluş Savaşı Müzesi ismiyle gerçekleşir. Osmanlı’nın ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti tarihlerinin dönüm noktalarına şahitlik eden bu yapı; Saltanatın Kaldırılması ve Cumhuriyetin ilanı gibi önemli kararların alındığı yerdir. Koridorları, odaları ve Meclis Toplantı Salonu ile yakından incelenebilen müze, 1920’li yıllara adeta tanıklık edilebilen bir ambiyansa sahiptir. Müze kapsamında, Mustafa Kemal Atatürk ve milletvekillerinin çalıştığı odalar, çok sayıda fotoğraf, tablolar ve çeşitli eşyaların yanı sıra şifre makinesi, telefon, mors alıcı-verici gibi eski teknolojik aygıtlar ile İstiklal Madalyaları gibi manevi önemi bulunan çok sayıda öge görülebilir.
2. TBMM II. Binası (Cumhuriyet Müzesi)



Türkiye Büyük Millet Meclisi II. Binası, Ankara’nın Ulus semtinde yer alır. Cumhuriyet Müzesi olarak da bilinen bina, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin ikinci meclis binasıdır. TBMM I. Binası, 15 Ekim 1924’e kadar hizmet vermiş; o günün ihtiyaçlarını karşılayamadığı ve yetersiz kaldığı için ikinci binaya geçilmiştir. 18 Ekim 1924’te kullanılmaya başlanan ikinci bina, 1960 yılına kadar meclis üyeleri tarafından kullanılır. Kesme taştan ve bodrum kat üzerine iki katlı olarak inşa edilmiş olan binanın bilhassa pencerelerinde görülen geniş saçaklar, çiniden panolar ve kemerleri; Selçuklu ile Osmanlı mimarilerinde sıklıkla kullanılan kalemişi süslemelerinin esintileridir. 30 Ekim 1981’de Cumhuriyet Müzesi olarak ziyarete açılan Türkiye Büyük Millet Meclisi II. Binası, ilk meclis binasından ziyade doğrudan meclis binası olarak tasarlanır. İnşasına Gazi Mustafa Kemal Atatürk döneminde karar verilen binanın projesi için uluslararası bir yarışma tertip edilir. Çünkü 4 Aralık 1936 tarihli Başkanlık Divanı Kararı ve 11 Ocak 1937’deki 3090 sayılı kanunda alınan kararlar doğrultusunda yeni meclis binasının Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne yaraşır bir abide niteliğini taşıması koşulu konmuştur. Tertip edilen yarışmadaki jüriler, uluslararası üne sahip mimarlardan oluşmaktadır. Jürideki bu isimler; Hollandalı M. Dudak, İsveçli I. Tengbom ve İngiliz H. Robertson’dır. Yarışmaya 14 adet proje katılır. Jüri üyeleri ise üç projeyi birden birinciliğe taşır. Neoklasik üsluba göre tasarlanan bu üç proje arasından, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün de beğendiği Profesör Doktor Clemens Holzmeister’in projesinde nihai karar kılınır. Bugün Ankara’nın simge yapıları arasında gösterilen Türkiye Cumhuriyeti II. Binası, Cumhuriyet Müzesi olarak faaliyet göstermekte ve her yıl yerli ve yabancı pek çok turistin meraklı ziyaretlerine göz alıcı güzelliğiyle karşılık vermektedir.
3. Etnografya Müzesi



Ankara’da 1930 yılında açılan Etnografya Müzesi, aynı zamanda Türkiye’nin ilk müzelerinden biri. Anadolu’nun zengin sanat eserlerinin yanı sıra etnografik (kültürel) malzemelerinin sergilendiği müzenin gezilebilen çok sayıda salonu bulunuyor.
Atatürk’ün naaşının Anıtkabir’e naklinden önce 1953 yılına kadar gömülü kaldığı ‘Şeref Holü’ olarak adlandırılan alan, müzenin giriş kısmında yer alır. Giyim Salonu’nda Türk halk giyimler, takılar gibi ürünler; İşleme Salonu’nda yatak örtüleri, çoraplar, hamam takımları gibi eşyalar vardır. Farklı bölgelerden kumaşların sergilendiği Dokumalar Salonu, Anadolu maden işçiliğinden çarpıcı örneklerin görülebileceği Medeni Eserler, Yazma, Ahşap Eserler ile Tekke Eşyaları Salonu gibi farklı alanlar öne çıkar.
Selçuklu Sultanı III. Keyhüsrev'in tahtı gibi farklı özellikte birbirinden ilginç tarihi eşyaların bulunduğu müzenin kütüphanesi ve arşivi de oldukça kıymetli eserlere ev sahipliği yapar. Anadolu coğrafyasına ait nadide eserlerinin belirli saatler dahilinde her gün ziyarete açık olduğu Altındağ ilçesindeki Etnografya Müzesi, başkentin en iyi kültürel gezi lokasyonları arasında bulunuyor.
4. Ulucanlar Cezaevi Müzesi

zWC0tMGng5.jpeg%3Falt%3Dmedia%26token%3D35975f01-7c10-4b8c-9efd-a7792602c56c&w=3840&q=75)
A3RafXg7xC.jpeg%3Falt%3Dmedia%26token%3Dd96fd7fd-e6f6-4340-a67c-99d331eab6b9&w=3840&q=75)
Cumhuriyet'in ilk dönemlerinde inşa edilen Ulucanlar Cezaevi, Türkiye'nin siyasi tarihine tanıklık eden önemli olaylara ev sahipliği yapmıştır. Bugün müze olarak ziyaretçilere açık olan bu yapı, geçmişte pek çok yazar, gazeteci ve siyasi figürün tutulduğu bir cezaevi olarak bilinir. Müze, ziyaretçilerine Türkiye’nin karanlık tarihine bir pencere açarken, aynı zamanda mimari ve tarihsel dokusuyla dikkat çeker. Ulucanlar Cezaevi Müzesi, Ankara gezilecek yerler arasında tarih meraklıları için önemli bir durak olup, Türkiye'deki müzeler arasında da önemli bir konuma sahiptir.Ulucanlar Cezaevi Ne Zaman Yapıldı?Ulucanlar Cezaevi, Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk cezaevlerinden biri olarak 1925 yılında askeri bir depo binasından dönüştürülerek inşa edilmiştir. Cumhuriyet'in kuruluşundan sonra devletin hukuki altyapısının oluşmasıyla birlikte cezaevi sisteminin de gelişmesi gerekliliği doğmuş ve Ulucanlar Cezaevi bu dönemde ortaya çıkmıştır. Cezaevi, 81 yıl boyunca hizmet verdikten sonra 2006 yılında kapatılarak Sincan Cezaevi'ne taşınmıştır.Ulucanlar Cezaevi'nde Yatan ÜnlülerUlucanlar Cezaevi, Türkiye'nin siyasi ve kültürel tarihinde önemli yer tutan pek çok ismi ağırlamıştır. Burada hapis yatan ünlü isimler arasında gazeteci ve yazarlar, şairler, siyasetçiler ve düşünürler bulunmaktadır. Nazım Hikmet, Bülent Ecevit, Necip Fazıl Kısakürek, Deniz Gezmiş, Yılmaz Güney gibi önemli isimler, bu cezaevinde hüküm giymiştir. Ulucanlar, siyasi suçluların yanı sıra, döneminin devrimci ve muhalif figürlerinin de hapsedildiği bir yer olarak bilinir.Ulucanlar Cezaevi'nde Neler Yaşandı?Cezaevi, sadece barındırdığı ünlü isimlerle değil, aynı zamanda yaşanan olaylarla da dikkat çeker. Türkiye’nin sancılı dönemlerinde, 12 Mart 1971 darbesi ve 12 Eylül 1980 askeri darbesi sırasında burada tutuklu bulunan pek çok kişi işkencelere maruz kalmış ve ağır cezalara çarptırılmıştır. Bu cezaevinde pek çok infaz gerçekleştirilmiş olup, Türkiye’nin yakın tarihinin acı dolu izlerini taşımaktadır. Ulucanlar Cezaevi, bu yönüyle Türkiye'de darbe dönemlerinin ve siyasi çatışmaların izlerini taşıyan önemli bir mekandır.Ulucanlar Cezaevi Müzesi 2024 Giriş Ücretleri Ne Kadar?2024 yılı Ulucanlar Cezaevi Müzesi'nin giriş ücreti 30 TL olarak belirlenmiştir. Öğrenciler ise müzeyi 20 TL ücretle ziyaret edebilirler. Ulucanlar Cezaevi Müzesi'ne Müzekart ile giriş yoktur. Ulucanlar Cezaevi Müzesi Ziyaret Gün ve SaatleriPazartesi günleri kapalıdır. Haftanın diğer günleri 10.00 - 17.00 saatleri arasında ziyaret edilebilir. Ulucanlar Cezaevi Müzesi Mimari ÖzellikleriCezaevi, klasik cezaevi mimarisine sahip olup, geniş avlular ve uzun koridorlarıyla dikkat çeker. Cezaevinde erkekler ve kadınlar için ayrı bölümler bulunmaktadır. Avluların etrafında yer alan koğuşlar, mahkumların ortak yaşam alanlarını oluşturur. Mimaride taş ve beton kullanılmış, yapının iç tasarımında ise dönemin cezaevi standartlarına uygun düzenlemeler yapılmıştır. Cezaevinin her bölümü, ziyaretçilerin o dönemin koşullarını hissetmelerini sağlayacak şekilde restore edilmiştir.Ulucanlar Cezaevi Müzesi Ne Zaman Müze Oldu?Cezaevi, 2006 yılında kapatıldıktan sonra Altındağ Belediyesi tarafından bir restorasyon projesi başlatılmış ve 2010 yılında müze olarak kapılarını açmıştır. Müze, cezaevinin tarihi dokusunu koruyarak ziyaretçilerine hem bir tarihi yapı hem de bir anı mekan olarak hizmet vermektedir. Müzede, burada kalmış ünlü mahkumların kişisel eşyaları, yazıları ve biyografileri sergilenmektedir.
5. Anadolu Medeniyetleri Müzesi



Yontma Taş Devri’nden itibaren binlerce yıllık zengin Anadolu tarihine tanıklık etmiş çok sayıda eserin kronolojik düzende sergilendiği müze, Ankara’nın Altındağ ilçesinde Çankaya-Esenboğa yolu güzergahındaki tarihi Ulus semtinde yer alır. Doğuda Ermenistan sınırından batıda Ege denizine, kuzeyde Karadeniz’den güneyde Akdeniz’e kadar olan uzanan Anadolu coğrafyasının eşsiz eserlerin yer aldığı ‘ödüllü’ ve mutlaka görülmesi gereken bir müzedir.
Müzede sergilenen eserler, Osmanlı döneminden günümüze ulaşmış iki yapı içerisindedir. İlk başta sadece Hitit Dönemi (Milattan önce 1680-1220) eserlerinin bulunduğu, daha sonra Frig, Urartu gibi diğer uygarlıklara ait eserlerin eklenmesiyle günümüzdeki görünümüme kavuşan Anadolu Medeniyetleri Müzesi, kendine has koleksiyonuyla dünyaca ünlüdür. Taş eserler ile Alacahöyük ve daha birçok arkeolojik kazıdan çıkarılmış küçük buluntular ayrı bölümlerde yer alır. Ana Tanrıça Figürü ve Hitit Güneşi mutlaka görülmesi gerekenler arasındadır.
1997’de Avrupa Yılın Müzesi Ödülü’ne layık görülen müze, dünyanın en eski haritasını da içeren (Milattan önce 6200 yılları, Çatalhöyük Kent Planı) eserleriyle medeniyetlere beşiklik etmiş kadim Anadolu’nun tarihi mirasını tüm yönleri ile merak eden yerli ve yabancı ziyaretçilerini bekliyor.
6. Gordion Müzesi



Ankara’nın bıraktığı miras bakımından şehirde yer alan müzeler oldukça kıymetli görülür. Bu müzelerden biri olan Gordion Müzesi, Yassıhöyük Köyü’nde yer alır. 500 kişinin yaşadığı köye kurulan müzenin hizmete açılış tarihi 1963’tür. Müzeye geldiğiniz zaman eserlere dair kronolojik bir teşhirle karşılaşabilirsiniz. Bu eserler her dönemin karakteristik özelliklerini başarıyla yansıtır. Vitrinlerin üç tanesinde Eski Tunç Devri eserlerine yer verilir. Aynı vitrinlerde Kral Midas’ın yaşadığı döneme ait eserler sergilenir. Bunun dışında Erken Frig dönemine dair bazı izleri yakalamanız da mümkündür. Her dönemde aktif olarak kullanılan çeşitli tekstil ürünleri, demir aletleri ya da çanak çömlekler müzeye büyük renk katar. Sonradan dahil edilen sergi salonunda ise panaromik vitrinde milattan önce 700 yılından kalan bir yapı teşhir edilir. ‘Yeni Salon’ olarak adlandırılan bu bölümde aynı şekilde milattan önce 6’ncı yüzyıldan kalan Yunan seramiği ve Roma döneminden taşınan bazı günlük malzemeler kendine yer bulur. Müzenin son bölümündeyse Gordion bölgesinde ele geçirilen değerli sikkeler ve mühür örneklerini inceleme fırsatı bulunur. Ankara’da Polatlı ilçesinde yer alan Gordion’da Midas’a ait bir tümülüs bulunur. Midas’ın bazı kemikleri alınır ve Anadolu Medeniyetleri Müzesi’ne aktarılır. Son dönemde Gordion Müzesi’ni ziyaret eden kişi sayısında ciddi bir artış gözlemlenir. Yapılan son düzenlemelerden sonra ek teşhir salonu, yeni bir laboratuar ve bilgilendirme salonu, müzenin cazibesini daha da artırır. Özellikle de açık hava teşhir bölümleri ziyaretçiler için özel ve farklı bir deneyim sunar. Gordion kentinde yapılan son kazı alanı, Friglerin mobilya yaparken tercih ettikleri çeşitli fidanlarla ağaçlandırılır. Müze kapanış saatinden yaklaşık olarak bir saat kadar önce gişeler kapatılır.
7. Rahmi M. Koç Müzesi



Türkiye’nin en tanınmış sanayici ve iş adamlarından biri olan Koç Holding Yönetim Kurulu Onursal Başkanı Rahmi Mustafa Koç’un adını taşıyan müze, Ankara’nın Altındağ ilçesinde bulunur.
Ankara Kalesi’nin karşısındaki Çengel Han adıyla bilinen ve 1552 yılında yapılan tarihi kervansarayın iç kısmı ve avlusunda sergilenen eserleri ile tanınan Rahmi M. Koç Müzesi, restorasyonunun tamamlandığı 2005 yılından itibaren Türkiye’nin dört bir yanından gelen ziyaretçilerini ağırlar.
Rahmi Koç Müzecilik ve Kültür Vakfı tarafından hizmete açılan sanayi alanındaki ikinci müze olma özelliği taşıyan Rahmi M. Koç Müzesi’nde, ağırlıklı olarak 1800’lü yılların ikinci yarısından 1900’lü yılların sonlarına kadar kullanılan endüstriyel obje ve araçlar sergilenir. Deniz, kara ve hava ulaşımının geçmişine dair ilgi çekici örneklerin yer aldığı ‘endüstriyel mirasın aynası’ konseptiyle müzede ilk daktilo, ilk televizyon gibi birçok ‘ilk de’ bulunur.
Her yaştan ziyaretçinin ilgisini çekebilecek eserleri ile renkli bir atmosfer sunan müzede Rahmi M. Koç’un 1901’de Ankara’da doğan babası, Koç Holding’in kurucusu Vehbi Koç’un dükkânı ve taşıtlar arasında çok özel bir yere sahip olan, Minneapolis Moline Türk tarafından üretilmiş UTSD traktör modeli de mutlaka görülmesi gerekenler arasındadır.
8. Somut Olmayan Kültürel Miras Müzesi



En az adı kadar ilginç bir müze olan ‘Somut Olmayan Kültürel Miras Müzesi’ Gazi Üniversitesi’nin girişimleri neticesinde kurulur. Özellikle de bu üniversitede görev yapan Türk Halkbilimi öğretim üyelerinin rolü oldukça büyüktür. Bunun yanında müzenin kuruluş aşamasında Ankara Kalkınma Ajansı da bu projeye maddi düzeyde destek sunar. 15 Haziran 2013 tarihinde açılışı yapılan müze, bu alanda bir ilk olarak öne çıkar. Özellikle burada sene boyunca organize edilen bazı kültürel etkinlikler, müzeye apayrı bir değer katar. Müze içinde Hacivat Karagöz’den köy seyirlik oyunlarına, meddah gösterilerinden çocuk oyunlarına geniş bir yelpaze sunulur. Diğer yandan ebru ya da ıhlamur baskı gibi sanatsal faaliyetler verimli atölyeler sayesinde yeni kuşaklara öğretilir.
Somut Olmayan Kültürel Miras Müzesi’nde diğer yandan sözlü geleneğin önemli temsilleri olan ninniler, anonim türküler, masallar, sohbetler müze içinde kendine yer bulur. Diş hediği veya asker kınası gibi geleneksel törenler canlandırılır. Somut Olmayan Kültürel Miras Müzesi saat 09:00 ve 17:00 arasında ziyaret edilebilir. Pazartesi dışında her gün açık olan müze, ücretsiz olarak gezilir. Başkentin Altındağ ilçesinde yer alan bu ilginç mekan, Türk kültürünün geleneksel biçimde kuşaktan kuşağa aktarılan tüm varyantlarına el atmaya çalışır. Bir anlamda Türklere ait sözlü geleneği belleğinde sıkı sıkıya tutan bir müze olarak işlev görür. Misyonu itibariyle oldukça kıymetli bir yere konulması gereken Somut Olmayan Kültürel Miras Müzesi, okullar tarafından sıklıkla ziyaret edilir.
Konum olarak Hamamönü’nde yer alan mekanın restorasyon süreci yakın zaman önce Altındağ Belediyesi tarafından gerçekleştirilir. Müzeye ev sahibi olan konak aynı şekilde Altındağ Belediyesi tarafından 2011 senesinde tahsis edilir.
9. Devlet Mezarlığı Müzesi



Başkent Ankara’nın modern Cumhuriyet’in ilk ve tek başkenti olması, burada yer alan müze sayısına doğrudan yansır. Şehrin önemli müzeleri arasında yer alan Devlet Mezarlığı Müzesi, 30 Ağustos 1988 tarihinde açılır. Devlet töreni ile gerçekleşen açılış, oldukça kalabalık olur. İlk etapta Türkiye Cumhuriyeti’nin Cumhurbaşkanları dışında Atatürk’ün silah arkadaşları için düşünülür. 2006 senesinde Devlet Mezarlığı Müzesi’ne ilişkin bir kanun değişikliğine gidilir. Bu değişiklikle beraber müzede artık TBMM Başkanları ve hatta Başbakanları da defnedilir. Fikir, uygulama ve mimari yapı bakımından diğer hiçbir müzeye benzemeyen Devlet Mezarlığı Müzesi, özellikle direniş yıllarına ilişkin belge ve materyallerle dikkat çeker. Burada pek çok kişisel eşya ve resimle karşılaşmanız olasıdır.
Devlet Mezarlığı Müzesi, toplamda iki katlıdır. İlk katta projeksiyon cihazlarından yararlanılarak bazı küçük tanıtıcı filmler oynatılır. Bunlar gerek Kurtuluş Savaşı gerekse de Devlet Mezarlığı Müzesi’ne ilişkin genel tanıtımlar içerir. Atatürk’ün emri ile beraber yaptırılan Karadeniz Havuzu, buranın inşa sürecinde yenilenir. Havuzun hemen çevresinde yer alan dinlenme alanı, müzeyi ziyaret edenlere bir nebze soluklanma olanağı sağlar. 1919 ve sonrasından başlayan tarihi süreç, çeşitli heykeller ya da sembollerle canlandırılır. Bu alan ‘Cumhuriyet Tarihi Yolu’ olarak adlandırılır.
Devlet Mezarlığı Müzesi’nin mimarı Özgür Ecevit’tir. Diğer yandan peyzaj projesini Ekrem Gürenli üstlenir. Müze içinde yer alan heykellerin çoğunda Rahmi Aksungur’un imzası bulunur. Şu anda müze içinde 61 tane tümen komutanının naaşı bulunur. Bunların çok önemli bir bölümü İstiklal Savaşı’nda görev yapan komutanlardır. Bu ilginç müze, Atatürk Orman Çiftliği’ne ait arazinin içinde konumlanır. Bulunduğu yer itibari ile şehri geniş bir açıdan görür. Devlet Mezarlığı Müzesi’ne ulaşım sağlamak adına Beştepe ve Yenimahalle güzergahını kullanabilirsiniz.
10. TRT Yayıncılık Tarihi Müzesi



TRT, Türkiye’de televizyon yayıncılığının seyrini değiştirmiş çok önemli bir kurumdur. Türkiye’de ilk televizyon yayına imza atan bu çok özel kurum, pek çok tarihi ana tanıklık eder. Türkiye’yi ilgilendiren en önemli olaylar, darbeler, politik ve kültürel içerikler ya da spor müsabakaları, hep bu ekrandan halka aktarılır. Her zaman kendine has bir duruşu ve yayın politikasına sahip olan TRT, vatandaşların vergisiyle yoluna devam eden önemli bir devlet kanalıdır.
TRT’nin müthiş arşivini ve yayın geçmişini gelecek kuşaklara aktarmak amacıyla özel bir müze açılır. Ankara’nın Oran bölgesinde kurulan müze için ilk adımlar 1980 senesinde atılır. 1981 senesinde eski radyo malzemeleri toplanır ve TRT Radyo Müzesi adında ilk müze açılır. Bundan 13 sene sonra ise televizyon stüdyolarından dahil edilen pek çok kullanım dışı materyal, müzenin genişlemesini sağlar. Bu müze yeni yerinde TRT Yayıncılık Tarihi Müzesi ismiyle hizmete açılır. Özel müze kapsamında yer alan müze, özellikle radyo/televizyon yayıncılığı alanında eğitim gören genç üniversite öğrencilerinin ilgisini çeker. Çünkü burası sadece bir müze değil, aynı zamanda uygulamalı bir eğitim merkezi olarak tasarlanır. Müzeyi ziyaret eden kişiler yayıncılığın belli aşamalarını görme şansı bulur.
Gerek radyo gerekse de televizyon stüdyolarının perde arkasını gözler önüne seren müzede drama ve sanal stüdyolar yer alır. TRT Yayıncılık Tarihi Müzesi’nin sergi salonları arasında; Atatürk Özel Sergisi, Radyo Sergi Salonu, Drama Sergi Salonu ve Televizyon Sergi Salonu sıralanabilir. Atatürk Özel Sergisi adı verilen bölümde 10. Yıl Nutku’nun okunduğu gün kullanılan mikrofonlar sergilenir. Ayrıca Atatürk ile alakalı program kayıtlarına ve fotoğraflara bu alanda yer verilir. Radyo Sergi Salonu’nda ise daha çok taş plaklar ve eski kayıt cihazları paylaşılır.
11. Şefik Bursalı Müze Evi



Şefik Bursalı Müze Evi’ne ismi verilen kişi, 1903’te Bursa şehrinde doğmuş ve oldukça önemli resim hocalarından ders alma şansı bulmuş biridir. Kendisi, sonraki dönemlerde Avrupa’ya gitme şansını da yakalamış ve ve bazı sanat merkezlerinde çalışma olanağı bulmuştur. Yurda döndüğü zaman lise düzeyinde farklı illerde öğretmen olarak görev yapar. Bu süreçte Mevlana resimleri üne kavuşmasını sağlar.
Yetenekleriyle göz dolduran Şefik Bursalı, yaptığı çalışmalarla Atatürk’ün de kısa sürede dikkatini çekmiştir. Hatta Atatürk resimlerini bazı Avrupa şehirlerinde sergilemesi adına ona destek verir. Sanat hayatı boyunca çok sayıda sergiye imza atan Şefik Bursalı, 1990 senesinde vefat eder. O öldükten sonra Cumhuriyet tarihinin en önemli ressamları arasında gösterilen sanatçının yaşadığı ev bir müzeye dönüştürülür. Kültür ve Turizm Bakanlığı bu dönüşüme bizzat imzasını atar. Nihayetinde uzun bir çalışmanın ve düzenlemenin sonucunda ev, Şefik Bursalı Müzesi olarak ziyarete açılır.
Yaşadığı dönemde Şefik Bursalı eserlerinin pek çoğunu ve atölye olarak kullandığı evi Kültür ve Turizm Bakanlığına bağışlar. Bağışlanan tüm bu eserler müze için özenle ayrılır. Müzenin düzenlenme sürecinde söz konusu eserlerin korunabilmesi adına özel önlemler alınır ve bu nedenle evin belli bölümleri tekrar döşenir. Müze için Çankaya ilçesine doğru hareket eden toplu ulaşım araçlarını değerlendirebilir ve Ahmet Mithat Efendi Sokak’a yakın bir durakta inmelisiniz.
Günümüzde Şefik Bursalı Müze Evi’nde 70 civarında eser bulunur. Bu tabloların dışında aynı zamanda pek çok fotoğraf ve materyal bu alanda sergilenir. Ankara’nın içerik açısından en cazip müzelerinden olan müze, Güzel Sanatlar Genel Müdürlüğü Devlet Resim ve Heykel Müzesi bünyesinde hizmet verir. Müzeye geldiğiniz zaman, burada aynı zamanda ölümü nedeniyle tamamlanamayan yarım bir tablo ile karşılaşabilirsiniz.
12. 75. Yıl Cumhuriyet Eğitim Müzesi



Ankara şehrini en çok öne çıkaran konulardan bir tanesi de müzelerdir. Şehrin ilgi gören müzelerinden biri olan 75. Yıl Cumhuriyet Eğitim Müzesi, Milli Eğitim Bakanlığı kapsamında hizmet verir. Konum olarak Sıhhiye’de yer alan müze için Atatürk Lisesi’ne ait eski bir lojman kullanılır. MEB tarafından 1998 senesinde açılışı yapılan 75. Yıl Cumhuriyet Eğitim Müzesi, bu anlamda bir ilktir. Geniş bir bahçe içinde yer alan müze binası tek katlıdır. Görece küçük bir müze olmasına rağmen envanter sayısı bakımından başarılıdır.
75. Yıl Cumhuriyet Eğitim Müzesi, eğitim dünyasına ait pek çok materyal, fotoğraf, belge ve eşyayı bir araya getirir. Özellikle de MEB’e bağlı okulların geçmiş yıllardaki sınıf düzeninin bire bir canlandırılması beğeni toplar. Öğretmen ve öğrencilerin büyük ilgi gösterdiği müze, dönem dönem belli okulları burada gruplar halinde ağırlar. Buranın aynı zamanda kendine has özel bir kütüphanesi bulunur. Müzeyle alakalı denetimler MEB tarafından düzenli olarak gerçekleştirilir.
Müzeyi hafta içi saat 09:00 ve 17:00 saatleri arasında rahatlıkla ziyaret edebilirsiniz. Dini ve resmi bayramlarda da burası kapalı kalır. Strazburg Caddesi üzerinde yer alan müzeye toplu taşıma araçlarıyla ulaşım sağlamak mümkündür. 75. Yıl Cumhuriyet Eğitim Müzesi ücretsiz olarak gezilebilir. Müzenin Strateji Geliştirme Şube Müdürlüğü iş planlarını yıllık olarak hazırlar ve yayınlar.
13. ODTÜ Arkeoloji Müzesi



Ankara’da yer alan ODTÜ Arkeoloji Müzesi, Türkiye’de açılan ilk üniversite müzesidir.
Müzenin kuruluşu 1960’lı yıllara denk gelir. O zamanın rektörü olan Kemal Kurdaş, müzenin oluşumuna büyük katkılar sağlar. Burada bir müze fikrinin ortaya çıkması ODTÜ çevresinde yapılan arkeolojik kazılarla olgunlaşır. Modern Türkiye’nin arkeolojik anlamda ilk kazısı olarak kabul edilen Ahlatlıbel Arkeolojik Alanı, bugünkü ODTÜ kampüsü içinde konumlanır. Bu önemli kazı çalışmalarını 1962 senesindeki Yalıncak ve Koçumbeli kazıları takip eder. Tüm bu kazılarda elde edilen eserler, müze fikrini iyiden iyiye gündemde tutar. Zira 1968 senesinde bizzat ODTÜ Frigtümülüs kazılarını üstelenir. Bu kazılarda elde edilen eserlerle beraber müzenin 1969 senesinde kurulmasına karar verilir.
Müzenin giriş katında daha çok Koçumbeli ile Yalıncak kazılarında elde edilen çeşitli eserler ve kalıntılar teşhir edilir. Buradaki eserlerin milattan önce 2000’li yıllara kadar uzandığı görülür. Bu katta kemik aletler, çeşitli hayvan figürleri, damga mühürler ya da gündelik yaşamda kullanılan çanak-çömlek örnekleri ile karşılaşmak mümkündür. Diğer yandan Yalıncak kazılarında elde edilen çeşitli sikkelere tanıklık etmek mümkündür. ODTÜ Arkeoloji Müzesi’nde Beştepeler Tümülüs’ü alanında gerçekleştirilen kurtarma kazılarından elde edilen ölü yakma kapları ya da yanık haldeki tören arabası materyalleri ‘Firig Eserleri’ katında sergilenir. Aynı katta toplamda dört tümülüs eseri bulunur.
ODTÜ Arkeoloji Müzesi’nde sergilenen eserler çeşitli araştırmacıların ve üniversite öğrencileri için önemli bir kaynaktır. Müzecilik programları dahilinde çeşitli üniversitelerden gelen topluluklar burada ağırlanır. ODTÜ Arkeoloji Müzesi hafta içi her gün ücretsiz bir şekilde ziyaret edilebilir. Müzeyi 09:30 ile 17:00 saatleri arasında ziyaret edebilirsiniz.
14. MKE Sanayi ve Teknoloji Müzesi



Ankara’nın ziyaret etmeye değer müzelerinden bir tanesi olan MKE Sanayi ve Teknoloji Müzesi, Türkiye’nin sanayi ve teknoloji alanında ortaya koyduğu gelişim sürecini yansıtır. Özellikle kronolojik bir sıralama yapıldığı için Türkiye’deki gelişim süreci net şekilde ortaya konulabilir. Bu harika müzeye ev sahipliği yapa MKE, Makina ve Kimya Endüstrisi Kurumu’nun kısaltmasıdır.
Türkiye’de bir üretim altyapısının ve kültürünün oluşmasında bu kurumun çok önemli emekleri bulunur. Ülke sanayisine bir anlamda seneler boyunca yön vermeyi başaran MKE, söz konusu müzenin oluşum sürecinde de başrole sahiptir. Başta MKE olmak üzere Türkiye sanayisinde ve teknolojisinde önemli izler bırakmayı başaran çok sayıda kurum, arşiviyle bu müzeye destek olur. Belge ve objelerin bir araya getirilmesi, araştırma süreçlerinin tamamlanması, korunması ve müze içinde sergilenecek duruma getirilmesi, MKE’nin ortaya koyduğu bir başarıdır.
MKE Sanayi ve Teknoloji Müzesi 22 Mayıs 2013 tarihinde ziyarete açılır. Özellikle de gençlerin kendi tarihsel süreçlerine sanayi ve teknolojinin gözünden bakması bu müzenin amaçları arasında yer alır. Bu amacın karşılık bulması adına müze, çeşitli okullarla her daim irtibat halindedir. Ankara’daki çeşitli okullardan gelen gruplar, rehber eşliğinde müzeyi gezme şansı bulur. Türk silah ve savunma endüstrisinin gelişimini gözler önüne seren 1000 parça, müze içinde teşhir edilir.
İlham verici ve motive edici bir kimliğe sahip olan MKE Sanayi ve Teknoloji Müzesi, pazar günü dışında haftanın her günü ziyarete açıktır. Makina ve Kimya Endüstrisi Kurumu Genel Müdürlüğü kapsamında yer alan müze saat 09:00 ve 17:00 saatleri arasında ziyaret edilebilir. Müze, dini ve resmi bayram tatillerinde kapalı durumdadır. MKE Sanayi ve Teknoloji Müzesi’ni ziyaret etmek adına herhangi bir ücret ödemenize gerek yoktur.
15. Beypazarı Kent Tarihi Müzesi



Beypazarı Kent Tarihi Müzesi, Ankara içinde gezilmeye değer müzeler arasında bulunur. Bu müzeye ev sahipliği yapan konak, Hafız Mehmet Nurettin Karaoğuz tarafından bağışlanır. Kendisi 150 yıllık bu köşkü o dönem Ankara Valiliği’ne bağlı İl Özel İdaresi’ne bağışlar. Köşk 1997 senesinde yapılan bir açılışla beraber müze olarak kullanılır. Müzenin zaman zaman ‘Beypazarı Tarih ve Kültür Evi’ olarak da anıldığı görülür.
Müze içinde daha çok Beypazarı ilçesinin geleneksel kodları, tarihi ve kültürel yönleri yansıtılır. Beypazarı Kent Tarihi Müzesi’nde teşhir edilen materyaller büyük ölçüde Osmanlı, Roma ya da Bizans dönemlerinden kalır. Müze içinde aynı zamanda bir de gelin odası yer alır. Bu bölüm en az adı kadar ilgi çekicidir ve ziyaretçilerin en fazla zaman geçirdikleri yerler arasındadır. Beypazarı kültüründen izler sunmaya çalışan bu müzenin bir tür etnografik müze olduğu anlaşılır.
Beypazarı Kent Tarihi Müzesi için kullanılan binanın 1928 senesinde inşa edildiği söylenir. Buranın ilk etapta bir okul olarak kullanılması planlanır. Beypazarı ilçesinde ilk çağlardan başlamak kaydıyla günümüze dek ulaşan eserler, belgeler, materyaller müze içinde sunulur. Dönemlere ait eserler ya da kalıntılar dışında maketler de büyük bir beğeni toplar. Diğer yandan araştırmacıların kullanımına açık olan bir arşiv bölümü de size verimli bir çalışma ortamı hazırlar. Beypazarı’na ilişkin yapacağınız her türlü araştırma için bu arşiv bölümünü kullanabilirsiniz. Akademisyenler, belgesel yönetmenleri, gazeteciler, üniversite öğrencileri, tarihçiler bu alanı sıklıkla kullanır.
Beypazarı Kent Tarihi Müzesi’nde eserler temel olarak beş ayrı grupta toplanır. Bunlar; İlkçağ Döneminde Beypazarı, Osmanlı-Selçuk Döneminde Beypazarı, Tazminat Döneminde Beypazarı, Cumhuriyet Döneminde Beypazarı ve Günümüzde Beypazarı şeklinde isimlenir. Rüstempaşa Mahallesi’nde yer alan müze ile Ankara şehir merkezi arasında 95 kilometrelik bir mesafe bulunur.
16. Hava Kuvvetleri Müzesi



Ankara’nın en kendine has müzelerden biri tanesi de hiç şüphesiz ki Hava Kuvvetleri Müzesi’dir. Bu ilginç müzeyi Ankaralılar, pazartesi dışındaki her gün saat 09:00 ile 17:00 arasında ziyaret edebilir.
Hava Kuvvetleri Müzesi’nin temel kuruluş gayesi, havacılık alanının Türkiye’deki gelişimini göstermek ve bu alanı geniş kitlelere duyurmak ve sevdirmektir. Müzenin yüksek ziyaretçi sayısı, bu amacın karşılık bulduğunu gösterir. Özellikle de Türk Hava Kuvvetleri’nin geçmişini detaylı bir şekilde gözler önüne sunan Hava Kuvvetleri Müzesi’nin açılışında 21. Hava Kuvvetleri Komutanı olan Orgeneral Ahmet Çörekçi’nin çabaları önemlidir.
Ankara’daki Hava Kuvvetleri Müzesi Türkiye’de açılan ikinci hava müzesi olarak tarihe geçer. Bilindiği üzere ilk müze daha önce İstanbul’da açılır. Müzeyle alakalı hazırlıklar tamamlanırken pek çok uçak ve arşivden çıkarılan materyal buraya aktarılır. 1998 senesinde Ankara Hava Kuvvetleri Müzesi, 1998 senesinde açılışa hazır hale gelir. Atatürk’ün manevi kızı olan Sabiha Gökçen de bu görkemli açılıştaki yerini alır. Hava Kuvvetleri Müzesi, toplamda 62 bin metrekarelik bir alanı kaplar. Açık ve kapalı alan olarak ikiye ayrılan müzenin büyük bölümü açık gezi alanı için ayrılır. Bu bölümde uzun seneler boyunca özenle saklanan ve korunan uçaklar, helikopterler teşhir edilir. Diğer yandan çeşitli maketlerin de bu alanda sergilendiğini görebilirsiniz. Hazerfan Ahmet Çelebi’nin ilk uçuş girişimleri zira bu maketler sayesinde canlandırılır.
Müzenin kapalı salonu kendi içinde bazı bölümlere ayrılır. Türk ve Dünya Havacılık Tarihi Salonu, en çok fotoğraf ve belgenin paylaşıldığı yerdir. Bunun dışında yine bu kapalı salonda; Büstler ve Flamalar Salonu, Kıyafetler Salonu, Anılar Salonu ve Bayan Havacılar gibi bölümler büyük ilgi görür. Bu bölüm tahmin edileceği üzere Sabiha Gökçen’e atfedilir.
17. Ziraat Bankası Müzesi



Ziraat Bankası’nın Ankara-Ulus’taki genel müdürlük binası içerisinde bulunan müze, Türkiye’nin ilk ‘bankacılık’ müzesidir. Köklü kuruluşun geçmişine dair birçok değerli eşya, belge ve antika objenin sergilendiği Ziraat Bankası Müzesi, tarihte yolculuk adeta. 1981’de faaliyete geçen müzede atmosferin tarihi dokusu da dikkat çekicidir.
Sergilenen eserler arasında 1863 tarihli Memleket Sandığı, tarihi yevmiye defteri, altın allım-satım kayıt defterleri, bekçi saatleri, çeşitli yazı makineleri, çok eski hesap makineleri, ofis gereçleri, telefonlar, teraziler, çok sayıda banka tabelası öne çıkıyor. Banka mühürleri, tasarruf hesabı cüzdan örnekleri, çekler, muhasebe ile ilgili çeşitli dokümanlar, Ziraat Bankası’na takdim edilen madalyonlar, beratlar ve çeşitli dönemlerden paralar yine müze ziyareti sırasında görülebiliyor.
Özel müze statüsündeki Ziraat Bankası Müzesi, genel itibarıyla tarihi objeleri ile dikkat çekmekle birlikte duvarlarında bulunan Türk resim sanatına dair değerli örnekler de yakından incelenebiliyor. 1928 tarihli ‘Harman’ ve 1929 tarihli ‘Gazi Mustafa Kemal Çiftçiler Arasında’ koleksiyondaki mutlaka görülmesi gereken tablolar arasında yer alıyor.
18. Mustafa Ayaz Vakfı Plastik Sanatlar Müzesi



Ankara halkının en sevdiği müzeler arasında bulunan Mustafa Ayaz Vakfı Plastik Sanatlar Müzesi, klasik müzelerden öte çağdaş müzeler arasında değerlendirilir. Konum olarak Çankaya ilçesinde bulunan bu özel müzenin inşa süreci 2003 senesinde başlar. Yapımı tam dört sene boyunca aralıksız şekilde devam eder. Bu uzun süreçte sadece müzeye ev sahipliği yapacak olan binanın tamamlanası değil, içeride teşhir edilecek olan koleksiyonlar da netleştirilir. 2007’de müze büyük ölçüde hazır hale gelse de açılışı 2009’de sarkar.
Toplamda yedi katlı bir binanın ev sahipliği yaptığı Mustafa Ayaz Vakfı Plastik Sanatlar Müzesi, 5 bin metrekarelik bir alanı kaplar. Müze içinde hobi atölyeleri, kütüphane, kafe, hediyelik eşya dükkanı ve sergi salonları yer alır. Özellikle de çağdaş plastik sanatların odak noktada yer aldığı mekanda Adnan Turani’ye özel bir bölüm yaratılır. Kendisi müzenin bir anlamda onur sanatçısıdır. Sene boyunca burada hem yerli hem de yabancı ziyaretçilere özel olarak bazı etkinlikler düzenlenir. Müzenin varlığı çağdaş sanatların gelişimine çok önemli bir katkı sunar. Çünkü burası hem müze hem de bir atölye alanı olarak işlev görür. Bu anlamda müzenin kültür merkezi ile entegre şekilde hizmet verdiği söylenebilir.
Mustafa Ayaz’ın imzasını taşıyan çok önemli eserler müzenin ilk üç katında kendine yer bulur. Hobi atölyeleri için daha çok çatı bölümü kullanılır. İkinci katta toplada 35 otomobil kapasitesine sahip bir otopark söz konusudur. Mustafa Ayaz’ın 65 civarında eseri mekanda ziyaretçilere sunulur. Bu eserler sulu boya, yağlı boya ya da pastel olarak oluşturulur. Özellikle güzel sanatlar lise ya da fakültelerine hazırlanan genç sanatçı adayları için sergi salonu ve müze, müthiş bir ilam kaynağı olur.
19. Atatürk Evi Müzesi



Mustafa Kemal Atatürk için Ankara her daim çok özel bir şehirdir. Cumhuriyet döneminin ilk ve tek başkenti olan Ankara, Atatürk’ün pek çok hatırası ile doludur. Atatürk’ün görkemli anıt mezarı da bu şehirdedir. Atatürk’ün Ankara olan yakın bağından dolayı bu şehirde pek çok müze-ev düzenlenir. Atatürk Evi Müzesi, bunlar içinde en fazla ziyaretçi çeken yerlerden birisidir. Buranın manevi anlamda en önemli özelliği, Atatürk’ün Selanik’te çocukluğun geçtiği eve uygun şekilde düzenlenmesidir. Atatürk Orman Çiftliği içinde yer alan Atatürk Evi Müzesi, Türk milletinin önderine duyduğu saygı ve minneti yansıtmak amacıyla doğumunun 100’üncü yılına özel olarak açılır.
Selanik’teki evin tüm plan detayları bire bir bu yapıya adapte edilir. Müzenin yapım sürecinde Ankara Ticaret Odası’nın da yoğun çabaları olur. 10 Kasım 1981 tarihinde açılışı yapılan Atatürk Evi Müzesi’ne taş merdivenlerle girilir. Girişte sizi taşlık kiler ve hizmetçi odaları karşılar. Bir üst kata çıktığınızda mutfak, sofa ve oturma odası gibi bölümlerle karşılaşabilirsiniz. Üçüncü ve son katta ise Atatürk Odası ile Müze Odası olarak adlandırılan bölümler yer alır. Bu katta daha çok Atatürk’e ait kişisel eşyalar bulunur. Ziyaretçiler genelde Atatürk Odası adı verilen bölümde daha fazla vakit geçirir. 3.88x2.80 metre ölçülerine sahip olan bu oda, özel bir kilimle döşelidir. Kırmızı zeminin üstünde dikkat çekici çiçek motifleri yer alır. Yine aynı odada Atatürk’e ait tunçtan bir büst sizi karşılar.
Üçüncü katta yer alan Müze Odası, son derece şık bir vitrine sahiptir. Bu vitrinlerde çeşitli takım elbiseler, gömlekler, robdöşambrlar, ayakkabılar, kravatlar, sigara tablaları, tespihler, baston ve kahve fincanları bulunur. Müze Odası’nın kapı kısmı doğrudan sofaya doğru açılır. Atatürk Orman Çiftliği Müdürlüğü, müzeyi idare eder. Müzeyi ziyaret etmek ücretsizdir.
20. Estergon Türk Kültür Merkezi



Estergon Türk Kültür Müzesi, Keçiören Belediyesi’nin katkılarıyla 2005 senesinde açılır. İsim konusunda Tuna Nehri ile komşu olan Estergon Kalesi’nden esinlenilir. Gerek Etnografya Müzesi gerekse de Asya bahçeleri ile Türk kültürünün yaşatmaya çalışan bir yerdir. Türk sanatının, kültürünün ya da tarihinin bütün yansımalarına tanıklık etmek mümkündür. Alanya Kalesi’nde yer alan Kızıl Kule, mimari açıdan örnek alınır. Özellikle de sekizgen gövde kısmı tümüyle buradan esinlenilir. Her bir sütunun altına kuş yuvaları yerleştirilir. Geleneksel mimaride bu tarz kuş yuvaları ile karşılaşmak pek de sürpriz sayılmaz. Buranın en ilgi çeken yerlerinden birisi de ‘Türk Mutfağı’ olarak sunulan bölümdür. Burada aynı zamanda geniş seyir olanağı oluşturan pencereler bulunur. Pencere aralarındaki ufak sütunlarda saç örgü süslemeleri dikkat çeker.
Giriş bölümdeki taç kapının yapım sürecinde Selçuklular döneminin bir eseri olan Karatay Medresesi’nin ana giriş kapısı örnek alınır. Taç kapının tümüyle mermerden yapıldığı görülür. Detaylı el işçiliğinin en ilginç örneklerini sunar. Dükkanlar bölümündeki kapılar içinse Kastamonu şehrinde bulunan İbn-i Neccer Camii örnek alınır. Yüzlerce yıllık kapı motiflerinin Kastamonulu bazı ustaların elinde adeta bir emeği şahesere dönüştüğü görülür. Burada yer alan tüm kapılar, tam anlamıyla bir sanat eseridir. Farklı el sanatlarını bünyesinde barındıran dükkanlar, bu merkeze ayrı bir renk katar.
Estergon Türk Kültür Müzesi’nin ilk katı bir Etnografya Müzesi olarak düzenlenir. Türk kültüründe derin izler bırakan halı dokumaları, mutfaklarda sıkça kullanılan eşyalar, çeşitli silahlar, askeri materyaller, o dönemin geleneklerini ve kültürel yapısını yansıtır. Bir üst katta restoranlar dışında akvaryumlara ayrılır. Bu bölümde zaman zaman özel davetiyeler ya da nişan törenleri organize edilir. Teras bölümüne çıktığınız zaman Keçiören manzarası sizi karşılar. Buradaki kafelerden dolayı çayınızı yudumlayarak manzaranın keyfini yaşayabilirsiniz. Estergon Türk Kültür Müzesi, saat 09:00 ve 22:00 saatleri arasında açıktır.
21. Altınköy Açık Hava Müzesi



Kırsal dokunun verdiği huzurla yarışabilir pek az şey vardır konu turistik geziler olduğunda. Bu bağlamda Ankara'nın Altındağ ilçesinde bulunan Altınköy Açık Hava Müzesi, dinginlik arayanların buluşma noktaları arasında yer alıyor. 500 dönümlük geniş bir arazi üzerine kurulu bu açık hava müzesi, ziyaretçilerini 1950'li yılların renkli kırsal yaşamıyla buluşturuyor. Bu yazımızda, Altınköy Açık Hava Müzesi’nin tarihçesi, özellikleri ve sunduğu imkanlar hakkında detaylı bilgiler sunacağız.Altınköy Açık Hava Müzesi'nin TarihçesiAltınköy Açık Hava Müzesi, modern şehir yaşamından kaçıp doğayla iç içe zaman geçirmek isteyenler için kurulmuş bir alandır. Altındağ Belediyesi tarafından hayata geçirilen bu proje, 2013 yılında kapılarını ziyaretçilere açmıştır. Müze, geleneksel Türk köy yaşamını canlandırarak ziyaretçilerine geçmişe yolculuk yapma fırsatı sunmaktadır.Müzenin Konumu ve UlaşımAltınköy Açık Hava Müzesi, Ankara’nın Altındağ ilçesinde, şehir merkezine yaklaşık 15 kilometre uzaklıkta yer almaktadır. Toplu taşıma araçları ve özel araçlarla rahatlıkla ulaşılabilen müze, doğanın içinde huzurlu bir gün geçirmek isteyenler için ideal bir destinasyondur.Altınköy Açık Hava Müzesi'nde Neler Var?Altınköy Açık Hava Müzesi, 1950'li yılların köy yaşamını geniş bir perspektifte gözlemleme imkanı sunar. Müze, geleneksel köy evlerinden, asma köprüden, bakkaldan, ahırlardan, köy kahvesinden ve camiden oluşan detaylı bir köy yaşamını sergiler. Ayrıca, alanda çok sayıda objenin bulunduğu ilgi çekici bir kapalı müze de bulunmaktadır. İşte müzenin öne çıkan özellikleri:Köy Evleri ve Mimari: Geleneksel ahşap köy evleri, taş yapılar ve eski dönem mimarisine ait detaylar ziyaretçilere nostaljik anlar yaşatır.Asma Köprü: Köyün simgelerinden biri olan asma köprü, ziyaretçilere keyifli bir yürüyüş deneyimi sunar.Bakkal ve Köy Kahvesi: Eski dönemlerin bakkalında alışveriş yapma hissini yaşarken, köy kahvesinde çay molası vererek dinlenebilirsiniz.Ahırlar ve Canlı Hayvanlar: Köy yaşamının ayrılmaz parçası olan ahırlarda, canlı ve minyatür hayvanlar arasında gezinti yapabilirsiniz.Kapalı Müze: Çok sayıda tarihi objenin sergilendiği kapalı müze, ziyaretçilere zengin bir görsel şölen sunar.Biyolojik Gölet: 385 metrekarelik alana yayılan biyolojik gölet, parkın en sevilen noktalarından biridir.Doğal Güzellikler ve EtkinliklerAltınköy Açık Hava Müzesi, sadece sunduğu imkanlarla değil, aynı zamanda doğal güzellikleri ve çeşitli etkinliklerle de dikkat çeker. Müze, yeşil alanları, bahçeleri ve nadir bitki türleri ile doğaseverler için ideal bir ortam sunar. Ayrıca, belirli günlerde düzenlenen kültürel etkinlikler, konserler ve dans gösterileri müzeyi daha da cazip kılar.Müzenin giriş ücretleri ve ziyaret saatleri nelerdir?Giriş ücretleri ve ziyaret saatleri dönemsel olarak değişiklik gösterebilir. Güncel bilgilere Altındağ Belediyesi’nin web sitesinden ulaşabilirsiniz.Altınköy Açık Hava Müzesi, Ankara'nın göbeğinde geçmişe yolculuk yapma fırsatı sunan, çeşitli aktivitelerle dolu bir mekandır. Hem çocuklar hem de yetişkinler için eğitici ve eğlenceli bir deneyim sunan müze, doğayla iç içe huzurlu anlar geçirmek isteyenler için ideal bir destinasyondur. Ziyaretçiler, burada eski köy yaşamının nostaljisini yaşayabilir ve şehrin stresinden uzaklaşarak doğanın tadını çıkarabilirler.
22. Vakıf Eserleri Müzesi



Vakıf Eserleri Müzesi’nin bulunduğu son derece sade görünümlü bina, Cumhuriyet’in ilk yıllarında inşa edilmiştir. 1928’den 1941’e kadar eğitim amaçlı olarak kullanılan bina, 2007’de restore edilerek müzeye dönüştürülür ve hizmet vermeye başlar.
Mimari açıdan süsleme veya göze çarpabilecek herhangi bir dekoratif unsur içermeyen binada sergilenen eserler ise oldukça çarpıcı olan Vakıf Eserleri Müzesi, 13 ve 14’üncü yüzyıllara tarihlenen ahşap eserler ile 16’ncı yüzyıl Osmanlı döneminden günümüze ulaşan el yazmalarının da yer aldığı oldukça zengin bir koleksiyona sahiptir. Ayrıca müzede çiniler, halılar, kilimler, ahşap ve deri gibi malzemelerden üretilen eşyalar müzede mutlaka görülmesi gerekenler arasında yer alıyor.
Nadide parçalardan oluşan zengin bir tarihi koleksiyona ev sahipliği yapan Vakıf Eserleri Müzesi, aynı zamanda süreli sergilere de ev sahipliği yapar. Özellikle Ankaralıların yoğun ilgi gösterdiği sergilerde, modern ve geleneksel tarzdaki eserler görücüye çıkartılır.
Pazartesi ve resmi tatil günlerinde kapalı olan müze, diğer günlerde 09:00-17:00 saatleri arasında ücretsiz olarak gezilebiliyor.
23. Gökyay Vakfı Satranç Müzesi



Tarihi bulgulardan yola çıkıldığında 4 bin yılı aşkın bir geçmişe sahip olan satranç sporunun yakın dönemi, Ankara’nın Altındağ ilçesindeki iki katlı müzede vücut buluyor. Müzede sergilenen eserlerin büyük kısmı, Guinness Rekorlar Kitabı’na da giren tanınmış koleksiyoner Akın Gökyay’ın dünyanın birçok ülkesinden edindiği satranç takımları şeklinde.
Kurucuları; genç, yaşlı herkese hitap eden müzenin amacını, ‘analitik ve çok yönlü düşünme temeline sahip olan satranç sporunun geniş kesimlerce benimsenmesi ve gençler arasında yaygınlaştırılması’ şeklinde özetliyor. İlgi çekici tasarımları ile baş döndüren 700’den fazla satranç takımının bin 8 metrekarelik geniş alan içerisinde yakından görülebildiği Gökyay Vakfı Satranç Müzesi’nde zaman su gibi akıyor. Her ülkenin kendine has kültür-sanat özelliklerinin satranç takımlarına yansımalarını incelerken hayrete düşmemek elde değil.
Tarihi yapı içerisinde, otantik bir atmosferde dört ana temada sıralanan filmler, ülkeler gibi farklı konseptlerdeki satranç takımlarını seyre dalarken dinginliğin keyfini de çıkarabiliyorsunuz. Satranç tutkunlarıyla birlikte zeka oyunu meraklıları ve çocuklar için de farklı bir deneyim anlamı taşıyan Gökyay Vakfı Satranç Müzesi, mütevazi giriş ücreti ile gezilebiliyor.
24. Erimtan Arkeoloji ve Sanat Müzesi



Ankara’nın Altındağ ilçesindeki Ankara Kalesi’nde konumlanan özel müze, Kültür Varlıkları Koleksiyoncuları Derneği Kurucu Başkanı Yüksel Erimtan'ın geniş koleksiyonundan binlerce tarihi esere ev sahipliği yapıyor. Değerli takılar, paralar, özellikle Roma döneminden yüzükler, taşlar, ev eşyaları, vazolar, kaşıklar gibi olabildiğine geniş bir kapsamdaki çok sayıda koleksiyon parçasını yakından görme imkanı tanıyor.
Anadolu Medeniyetleri Müzesi ile Koç Müzesi’ne oldukça yakın konumda bulunan Erimtan Arkeoloji ve Sanat Müzesi, bölgedeki kültür-sanat etkinliklerine de çeşitlilik kazandırıyor. Ankara’nın turizm potansiyeli açısından önemli bir konuma sahip olan özel Erimtan Arkeoloji ve Sanat Müzesi, anıtsal bir mekan olmasının yanı sıra çok amaçlı özellikler de taşıyor. Bu kapsamda renkli etkinlikleri, konserleri, atölyeleri, dinlenmeniz için kafe ve dört yaşından büyük çocuklara yönelik eğitim programlarıyla öne çıkıyor. Müze, üç adet tarihi Ankara evinin dış mekan algısının özenli bir anlayışla korunması ve iç mekanın modern şekilde ele alınışıyla da son derece sofistike.
25. Beypazarı Yaşayan Müze



Kültür Bilimci Dr. Sema Demir’in fikir öncülüğünde 2007’de kurulan ilginç bir konsept olarak yorumlanabilen Beypazarı Yaşayan Müze, uygulamalı kültür müzesi özelliğine sahip. Beypazarı’ndaki ‘Yaşayan Müze’, aynı zamanda Türkiye’de bir ilk.
Açık hava müzelerinden aşina olunan ‘canlandırma’ sistematikleri kapalı müzede sunuluyor ve bu sayede ziyaretçilere farklı bir deneyim vaat ediliyor. Örneğin eski dönemlere dair bir gelenek, gerçek kişiler tarafından canlandırmalı olarak sahneleniyor. Üstelik ziyaretçilerin de katılım göstermesi bekleniyor. İlan-ı aşk, gelin kınası, milli mücadelede kadın kahramanlar gibi çok sayıda etkinlik, öğe ve bilginin canlandırılmasına sahne olan müzede; ziyaretçilerin de dahil edilmesiyle güçlü ve öğretici bir sentez meydana geliyor.
Kültürel gelenekler, törenler, sohbetler, milli ruha dair önemli detaylar ve daha birçok unsurun dinamik yapıda sunulmasının yanı sıra Beypazarı Yaşayan Müze’de balmumu heykellerle sergilenen çeşitli sahneler ile kültürel objeler de çok yakından görülebiliyor. 20’nci yüzyılın ilk yıllarından günümüze ulaşan Ankara’nın Beypazarı ilçesindeki eski Osmanlı evi içerisindeki ‘canlı’ müzedeki etkinlikler, yılın her döneminde ziyaretçilerin yoğun ilgisiyle karşılanıyor. Fotoğraf meraklıları için de ilginç bir deneyime işaret eden konsept müze, haftanın her günü açık.
26. Türk Hava Kurumu Müzesi



Türkiye’nin en önemli müzelerine sahip olan Ankara, kültürel bir gezinti yapmak adına oldukça ideal bir şehirdir. Şehrin en çok ziyaret edilen müzelerinin başında gelen Türk Hava Kurumu Müzesi, 19 Mayıs 2002 senesinden bu yana hizmet verir. Konum olarak Ulus içinde yer alan müze, 290 metrekarelik bir kapalı alanı kaplar.
Türk Hava Kurumu Müzesi’nin açık alanı 5000 metrekarenin üzerinde bir alanı kapsar. Müzeye ait yerleşkede Tarihi Paraşüt Kulesi ile karşılaşmanız da mümkündür. Orijinal uçaklar ise müzenin bahçe kısmında sıralı bir şekilde ziyaretçilerini bekler. Müzenin kuruluş amacı Türk Hava Kurumu’nun kuruluşundan itibaren bu alanda yaptığı çalışmaları belge ve materyallerle beraber ortaya sermek, bunu gelecek kuşaklara aktarmaktır. Müze içinde yer alan her salonda, yan yana dizilen vitrinler görülür. Bu vitrinlerde madalyalar, bröveler, maketler, fotoğraf ve dokümanlar, teşhir edilir. Özellikle de sivil havacılık alanına dair sunumlar ziyaretçilerin beğenisini kazanır.
Türk Havacılık tarihinde önemli bir yere sahip olan Hazerfan Ahmet Çelebi için özel bir bölüm ayrılır. Kendisinin Galata üzerinden Üsküdar’a uçuşunu canlandıran maketler vitrinleri renklendirir. Müze bahçesinde ayrıca “Pilot Köşkü” adında ayrı bir kısım oluşturulur. Ziyaretçiler bu alanı detaylı bir şekilde inceleyebilir ve hatta kuleden öğretmenlerin kontrolünde atlama tecrübesi edinebilirler. Türk Hava Kurumu Müzesi saat 08.30 ile 17.30 arasında ziyaret edilebilir. Pazartesi dışında her gün müze ziyaret edilebilir. Müze girişi tümüyle ücretsiz olarak gerçekleşir. THK Müzesi olarak da kısaltılan bu özel müze, Altındağ ilçesine bağlıdır. Açıklanan resmi istatistiklere göre burayı senede yaklaşık olarak 15 bin kişi ziyaret eder.
Türk Hava Yolları’na dair eski üniformaları, maketleri, THK adına basılan pulları ve Türkiye’nin ilk uçak fabrikasının görüntülerini yerinde incelemek istiyorsanız Türk Hava Kurumu Müzesi, mutlak suretle ziyaret etmeniz gereken bir yerdir.
27. Telekomünikasyon Müzesi



Ankara'nın Altındağ ilçesinde teknoloji tarihi ile dolu saatleri garantileyen Telekomünikasyon Müzesi, resmi tatil günleri ve hafta sonları hariç her gün ziyaretçilerine farklı bir deneyim yaşatıyor.
Her yaştan ziyaretçisini adeta zamanda yolculuğa davet eden müzede teknoloji, iletişim ve bilim odağında 400'ü aşkın eser bulunuyor. Telsiz telefonlar, görüntülü telefonlar, bilgisayarlar, telgraflar, mors cihazları, ilk piller, kodlu telefonlar ve tarihe tanıklık etmiş daha birçok ilginç teknolojik cihaz, müzenin iki farklı bölümünde sergileniyor.
Çeşit çeşit antika telefonlar, günümüzün dokunmatik ekranlı akıllı telefonlarının adeta ataları durumundadır. İki bölümde ziyaret edilebilen eserlerin tamamı çalışıyor, yani arızalı teknolojik ürünlerin sergilenmesi gibi bir durum söz konusu değil. Bunun yanı sıra müzede bir de uygulama salonu mevcut.
Telekomünikasyon Müzesi, gezip görülebilen ilginç eserlerin yanı sıra sunulan farklı uygulama ve eğitimleri ile interaktif bir anlayışı esas alıyor. Bu sayede günümüz teknolojisinin ayak izi özelliğine sahip müzedeki eserleri yakından tanırken çeşitli bilgilerle tanışmak mümkün oluyor.
28. Ankara Tabiat Tarihi Müzesi



Ankara Tabiat Tarihi Müzesi, aynı şehirde yer alan Maden Tektik Arama Enstitüsü’nün yoğun çabaları sonucu oluşturulur. Enstitü 1935 ve 1960 seneleri arasında müzeye dair çalışmalar yürütür. Diğer yandan Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün de hayattayken bu müze için girişimleri olur. Buranın en önemli özelliği Türkiye’nin ilk tabiat müzesi olmasıdır. Şu anda MTA Genel Müdürlüğü’nde konumlanan müzede 6 bin 400 civarında fosil teşhir edilir. Burada yer alan dinozor fosil iskeleti ziyaretçilerin oldukça ilgisini çeker. Fosilin yıllar önce Amerika’dan satın alındığı bilinir. Aynı şekilde Fransa’nın müzeye hediye ettiği fil iskeleti de müzenin en renkli bölümlerinden birini oluşturur. Bu filin yaklaşık olarak 15 milyon yıl önce yaşamış olduğu saptanır.
Ankara Tabiat Tarihi Müzesi, sizi hayrete düşürecek çarpıcı bilgilerle doludur. Genel anlamda çok eski tarihlerde yaşayan canlılara ait fosiller ön plandadır. Çünkü bu tarz fosillere her müzede rastlamak pek kolay değildir. Ankara Tabiat Tarihi Müzesi hala Türkiye’de bu alanda tek örnek konumundadır. Çankaya ilçesine bağlı Balgat bölgesinde yer alan Ankara Tabiat Tarihi Müzesi, 1968 yılından bu yana Ankara halkına hizmet verir. Toplamda 4 bin metrekarelik bir alana yayılan mekan, kendi içinde beş ayrı bölüme ayrılır. Müzenin giriş katında Türkiye’de yaşayan bazı bitki ya da hayvan türlerine rastlanılır. Aynı zamanda fosiller bu katta sergilenir.
Petografik örneklerle renklendirilen bazı karma eserler, müzenin diğer katlarında teşhir edilir. Özellikle 1972 senesinde aydan getirilen ay taşları ile Sivas’ta bir köye düşen göktaşları, ön plandadır. Türkiye’nin aynı zamanda ilgi gören mermer örnekleri de bu katlarda sergilenir. Ankara Tabiat Tarihi Müzesi’ni ziyaret etmek ücretsizdir. Saat 09:00 ve 17:00 arasında müzeyi ziyaret edebilirsiniz.
29. Atatürk Konutu ve Demir Yolları Müzesi



Atatürk Konutu ve Demir Yolları Müzesi’nin geçmişteki adı ‘Direksiyon Binası’ olarak bilinir. Bu bina 1890 senesinde Almanlar tarafından demiryolu inşaatı esnasında meydana getirilir. Bir dönemler Başkomutanlık Karargahı olarak da kullanılır. 1964 senesinin son döneminde Atatürk anısına bu tarihi bina bir müzeye dönüştürülür.
Binanın alt bölümü Demiryolları Müzesi olarak tasarlanır ve aynı dönemde hızlı bir şekilde ziyarete açılır. Osmanlı zamanında özellikle de haberleşme alanında kullanılan çeşitli telefon ya da telgraf aygıtları, buranın en çok ilgi gören eserleri arasındadır. Aynı zamanda Samsun ve Çarşamba arasındaki demiryolu hattının temel atma töreninde Atatürk’ün kullandığı materyaller de burada sergilenir. İngilizlerin bir dönem hizmete koyduğu Kafesli Vagon’u da burada inceleme şansınız bulunur.
Ankara şehrinde yer alan Atatürk Konutu ve Demir Yolları Müzesi, özellikle demiryolu ulaşımına ilgi gösteren herkes için çok ideal bir müzedir. Mekan günümüzde Ankara Gar Kompleksi içinde konumlanır. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın kontrolünde olan ilk özel müze olarak kayıtlara geçer. Orijinal kilit kemerleriyle göz dolduran taş bina, toplamda iki katlı olarak tasarlanır. Kilit kemerli pencerelerde bulunan dekorlar, son derece sadedir. Buna rağmen yapı içinde yer alan tek süs öğesi olarak değerlendirilir.
Atatürk Konutu ve Demir Yolları Müzesi ziyaretçiler için bir nevi yakın dönem tarihine yapılan bir yolculuktur. 1856 sonrasında demiryolu alanında kullanılan ray örneklerinden makaslara, hatıra madalyalarından yataklı vagonlara ait gümüş servis tabaklarına pek çok sürprizle karşılaşmanız mümkündür. Öte taraftan lokomotif plakların, tarihi biletlerin, mühürlerin bu müze içinde teşhir edildiğini görebilirsiniz. Direksiyon Binası’nın ruhunu hala üzerinde taşıyan bu özel müzeyi, hafta içi her gün saat 09:00 ile 17:00 saatleri arasında ziyaret etmeniz mümkündür.
30. Ankara Çocuk Müzesi



Oyuncak Müzesi, başkent Ankara’nın kültürel zenginliklerinden biri olarak öne çıkmaktadır. Hem çocuklar hem de yetişkinler için tarihi oyuncakları keşfetme ve geçmişteki oyuncak dünyasını tanıma fırsatı sunan bu müze, Ankara'da mutlaka ziyaret edilmesi gereken yerlerden biridir. Oyuncak müzesi, oyuncakların sadece eğlence aracı olmadığını, aynı zamanda tarihin izlerini ve kültürel değişimleri yansıttığını gösteren bir öğrenme merkezidir.Ankara Üniversitesi Oyuncak Müzesi Ne Zaman Açıldı?Ankara Üniversitesi Oyuncak Müzesi, 1990 yılında Ankara Üniversitesi Eğitim Fakültesi bünyesinde kurulmuştur. Müze, çocukların ve ailelerinin geçmişteki oyuncak kültürünü daha yakından tanımaları için önemli bir fırsat sunmaktadır. Müzenin amacı, oyuncaklar aracılığıyla kültürel ve tarihsel gelişimi gözlemleyerek, çocuklara eğlenceli bir öğrenme ortamı yaratmaktır.Ankara Üniversitesi Oyuncak Müzesi İçinde Neler Var?Ankara Üniversitesi Oyuncak Müzesi’nde sergilenen oyuncaklar, farklı dönemlere ait çeşitlilik gösterir. Ahşap, metal ve plastik oyuncaklar, 19. yüzyıldan başlayarak günümüze kadar uzanan bir zaman dilimini kapsar. Eski dönemlere ait el yapımı bebekler, arabalar, peluş oyuncaklar, tren setleri ve daha birçok oyuncak bu müzede sergilenmektedir. Ayrıca, eğitici oyuncaklar, mekanik oyuncaklar ve sanat eserleri de müzenin koleksiyonları arasında yer alır. Her biri farklı hikayeler anlatan bu oyuncaklar, ziyaretçilerine nostaljik bir yolculuk sunar.Ankara Üniversitesi Oyuncak Müzesi Giriş Ücreti Ne Kadar?Ankara Üniversitesi Oyuncak Müzesi’nin giriş ücreti oldukça makul olup, genel olarak 15 TL civarındadır. Öğrenciler, öğretmenler ve müze kart sahipleri için ise indirimli giriş imkanı sağlanmaktadır. Bu da müzenin daha fazla kişi tarafından ziyaret edilmesini teşvik eder.Ankara Üniversitesi Oyuncak Müzesi Ne Zaman Ücretsiz?Müze, belirli günlerde ücretsiz ziyaret imkanı sunmaktadır. Özellikle 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı, Müze Haftası ve bazı özel günlerde müzeye girişler ücretsizdir. Bu günlerde çocuklar, müzeyi daha rahat keşfetme imkanı bulurlar ve oyuncakların büyülü dünyasında bir yolculuğa çıkarlar.Oyuncak Müzesi Kaç Yaş İçin Uygundur?Ankara Üniversitesi Oyuncak Müzesi, her yaştan ziyaretçiye hitap eden bir mekandır. Özellikle 4-12 yaş arası çocuklariçin oldukça keyifli bir deneyim sunar. Ancak oyuncakların tarihini ve kültürel mirasını keşfetmek isteyen yetişkinler için de oldukça ilgi çekicidir. Müzenin düzenlediği etkinlikler ve atölyeler, çocukların yaratıcılıklarını geliştirmelerine yardımcı olurken, yetişkinler için de nostaljik bir atmosfer yaratır.Ankara Üniversitesi Oyuncak Müzesi Ziyaret SaatleriAnkara Üniversitesi Oyuncak Müzesi, hafta içi 09:00-17:00 saatleri arasında ziyaret edilebilir. Hafta sonları da aynı saat aralığında açık olan müze, resmi tatillerde kapalıdır. Müze ziyaret saatleri ile ilgili detaylı bilgi almak isteyenler, müzenin resmi web sitesinden ya da telefonla iletişime geçerek güncel bilgilere ulaşabilirler.Ankara Üniversitesi Oyuncak Müzesi, hem çocuklar hem de yetişkinler için eğlenceli ve öğretici bir deneyim sunan özel bir mekandır. Eski dönemlerden günümüze kadar uzanan geniş oyuncak koleksiyonu ile müze, ziyaretçilerine tarihin izlerini takip etme ve oyuncakların gelişim sürecini anlama fırsatı sunar. Her yaştan ziyaretçiye hitap eden bu müze, Ankara’nın kültürel zenginlikleri arasında mutlaka görülmesi gereken bir noktadır.
31. PTT Pul Müzesi



Ankara'nın Ulus semtinde yer alan PTT Pul Müzesi, 2013 yılında açılmış olup, ziyaretçilerine pul koleksiyonculuğu dünyasının kapılarını aralamaktadır. Türkiye'nin köklü Posta ve Telgraf Teşkilatı (PTT) tarafından kurulan bu müze, hem filateli meraklıları hem de her yaştan ziyaretçi için eşsiz bir deneyim sunar. İşte PTT Pul Müzesi hakkında bilmeniz gereken her şey!PTT Pul Müzesi Nerededir?PTT Pul Müzesi, Ankara'nın tarihi Ulus semtinde, Cumhuriyet Caddesi üzerinde bulunmaktadır. Bu merkezi konumu sayesinde kolayca ulaşılabilir bir yerdedir ve Ankara'nın diğer turistik noktalarına da yakın bir konumdadır.PTT Pul Müzesi’ne Nasıl Gidilir?PTT Pul Müzesi'ne ulaşım oldukça basittir. Ankara'nın çeşitli bölgelerinden otobüs, dolmuş ve metro kullanarak Ulus’a ulaşabilir ve buradan müzeye yürüyerek geçebilirsiniz. Kendi aracıyla gelmek isteyen ziyaretçiler için de otopark imkanları mevcuttur.PTT Pul Müzesi’nin Tarihi ve ÖzellikleriPTT Pul Müzesi, Türkiye'nin ve dünyanın çeşitli yerlerinden binlerce pulu barındıran zengin bir koleksiyona sahiptir. Müze, pul koleksiyonculuğunun tarihini ve önemini gözler önüne sererken, aynı zamanda ziyaretçilere eğitici ve eğlenceli bir deneyim sunmaktadır.Pul Koleksiyonu: Müzede, Türkiye'nin ve dünyanın dört bir yanından 6 bini aşkın pul sergilenmektedir. Bu pullar, kronolojik ve tematik düzenlemelerle ziyaretçilerin beğenisine sunulur. Önemli tarihsel olaylar, kültürel figürler ve çeşitli temalar üzerine basılmış pullar, müzeyi ziyaret edenlere tarihin izlerini takip etme fırsatı verir.Sergi Alanları: PTT Pul Müzesi, modern mimarisi ve üç katlı yapısıyla dikkat çeker. Müzede pulların yanı sıra PTT çalışanlarının geçmişte kullandığı giysiler, eski posta araçları ve çeşitli filateli objeleri de sergilenir. Ayrıca müzede hediyelik eşya dükkânı, sinema salonu ve dinlenme alanları gibi sosyal alanlar da bulunmaktadır.Eğitici Programlar ve Atölyeler: Müzede düzenlenen çeşitli atölyeler ve eğitim programları, özellikle çocuklar ve gençler için pul koleksiyonculuğunu tanıtmak ve sevdirmek amacıyla yapılmaktadır. Bu programlar sayesinde ziyaretçiler, pul dünyasına dair daha fazla bilgi edinme fırsatı bulurlar.PTT Pul Müzesi’nin Ziyaret Saatleri ve ÜcretleriPTT Pul Müzesi, haftanın belirli gün ve saatlerinde ziyaretçilere açıktır. Genellikle Pazartesi günleri kapalı olan müze, diğer günlerde sabah 09:00'dan akşam 17:00'ye kadar ziyaret edilebilir. Müzeye giriş, belirli günlerde ve saatlerde ücretsizdir, bu da özellikle öğrenciler ve aileler için büyük bir avantaj sağlar.PTT Pul Müzesi’nde Görülmesi GerekenlerÖzel Tematik Pullar: Belirli günlere, olaylara ve kişilere ithafen basılan özel tematik pulları inceleyin.PTT Tarihi Koleksiyonu: PTT'nin tarihini anlatan belgeler, araçlar ve giysileri görün.Eğitici Atölyeler: Pul koleksiyonculuğu hakkında düzenlenen atölyelere katılarak bu alandaki bilginizi artırın.PTT Pul Müzesi, Ankara’nın tarihi ve kültürel zenginliklerinden biri olup, ziyaretçilerine pul koleksiyonculuğunun büyülü dünyasını keşfetme imkanı sunmaktadır. Filateliye ilgi duyan herkes için görülmesi gereken bu müze, hem eğitici hem de eğlenceli bir ziyaret deneyimi vaat eder.Bu büyüleyici dünyayı keşfetmek ve daha fazla bilgi almak için siz de PTT Pul Müzesi’ni ziyaret edin. Pul koleksiyonculuğunun tarihine ve önemine dair unutulmaz anılar biriktirin.
32. Jandarma Müzesi



Çankaya ilçesinde yer alan Jandarma Müzesi’nin başkentteki kuruluşuna dair ilk fikirler 1995 senesinde olgunlaşmıştır. Bundan bir sene sonra da hemen müzeyle alakalı somut hazırlıklar başlar. Kapsamlı saha araştırmaları ve düzenleme sürecinden sonra teşhir edilecek tüm koleksiyonlar ise 2005’te tamamlanır.
Jandarma Müzesi; uzun bir aranın ardından, 21 Kasım 2005 tarihinde açılır. Bu müzenin açılmasındaki temel gaye Jandarma Teşkilatı’nın tarih boyunca yaptığı hizmetlerden kesitler sunmak ve bunları gelecek kuşaklara aktarmaktır. Diğer yandan teşkilata dair pek çok fotoğraf, belge ve materyal bu alanda ziyaretçilere sunulmak istenir.
Jandarma Müzesi’ne geldiğiniz zaman sizi ilk katta hemen Osmanlı Devleti Sergi Salonu karşılar. Bir üst katta ise Cumhuriyet Dönemi’ni yansıtan bir sergi salonu bulunur. Jandarma Teşkilatı’nın tarihsel gelişimine merak eden kişiler bu katı ziyaret edebilir. Özellikle de tarihsel gelişim içinde kullanılan silahların, materyallerin, kıyafetlerin, üniformaların ne kadar büyük değişikliğe uğradığına tanıklık edebilirsiniz. Tüm bu eserler bu bölümde kronolojik olarak sergilenir. Ankara’nın en çok ziyaretçi çeken müzelerinden biri olan Jandarma Müzesi, 2007 yılında ‘1. Sınıf Askeri Müze’ niteliğini kazanır. Büyük bir askeri mirası bünyesinde barındıran Jandarma Müzesi, teşkilattan arşiv anlamında büyük destek görür.
Ankara Jandarma Müzesi’ne gitmek için Ahlatlıbel yönüne hareket eden otobüslere binebilirsiniz. Müze haftaiçi her gün ziyarete açık durumdadır. Ahlatlıbel Mahallesi üzerinde konumlanan askeri müze 09:30 ile 16:30 saatleri arasında ziyaret edilebilir. Jandarma Müzesi’nin ulaşımı esasen askeri bir bölge içinde yer almasından dolayı pek de kolay sayılmaz. Görece küçük bir müze olan Jandarma Müzesi, Türkiye’de bu temayla açılan ilk müze olarak bilinir. Bu sayede, her ne kadar bina olarak küçük olsa da sergilenecek materyaller açısından son derece yoğun bir yerdir.
33. ODTÜ Bilim ve Teknoloji Müzesi



ODTÜ, kabul edileceği üzere bir üniversiteden çok daha fazlasıdır. Sadece Ankara’nın değil aynı zamanda dünyanın da sayılı üniversitelerinden biri olarak kabul gören ODTÜ, her daim çağdaş bireylerin ve bilim insanlarının yetişmesine olanak tanır.
Kendine has kültürü, yarattığı öğrenci profili, akademik kadrosu ile teknik altyapısı genel atmosferini doğrudan yansıran ODTÜ Bilim ve Teknoloji Müzesi, Ankara’nın kalelerinden biri olan ODTÜ’nün, kendi adını taşıyan iki önemli müzesinden biridir. Koçumbeli ile Yalıncak kazılarından çıkarılan eserlerle hatırlanan bu müze, Ankara’daki öğrencilerin en çok ziyaret ettiği mekanlardan biri olarak öne çıkar. Ayrıca ODTÜ adıyla açılan bir diğer müze de ODTÜ Bilim ve Teknoloji Müzesi’dir ve o da 2003 senesinden bu yana hizmet verir.
Müzeye geldiğiniz zaman milattan önce 7000 yılından başlamak kaydıyla Anadolu topraklarında teknolojinin nasıl bir ivme kazandığı yansıtılır. Müzenin amacı bu gelişimi gözler önüne sermek ve gelecek kuşaklara aktarabilmektir. Müzeye dair ilk çalışmalar esasen 2001 senesine tekabül eder. Yapılan araştırmalar neticesinde müze için dört ana alan belirlenir ve bu alanlara dair koleksiyonlar oluşturulur. Bu bölümler; Uygulamalı Bilim Merkezi, Ulaşım Tarihi, Açık Hava Sergi Alanı ve teknoloji Tarihi Sergisi şeklinde sıralanabilir.
Bilim ve Teknoloji Sergisi olarak isimlendirilen bölüm 09:00 ile 17:00 saatleri arasında ziyaret edilir. Cumartesi günleriyse ziyaret saatleri 11:00 ve 16:00 arası olarak güncellenir. Bilim ve Teknoloji Sergisi’nde toplamda dokuz personel görev alır. Uygulamalı Bilim Merkezi’nde ‘Bilgime Dokun’ anlayışı benimsenir. Fiziki ya da doğa olaylarını incelemeniz açısından sürekli akan sunumlar ya da deneyler söz konusudur. Gezegen Evi Gösterimleri adı verilen bölümde kendinizi uzayın derinliklerinde hissetmeniz mümkündür. Açık Hava Sergi Alanı’nda ise klasik arabalar sergisi özel olarak ilgi görür.
34. Sebahattin Yıldız Müzesi



Sebahattin Yıldız Müzesi, gerek Türkiye’de gerekse de dünyada kültürel ve sanatsal mirasın gelecek nesillere taşınması amacıyla kurulur. 2010 senesinde ziyaretçilerle buluşmaya başlayan müze, çağdaş standartlara uygun bir yapıdadır.
Sebahattin Yıldız Müzesi’ne adı verilen Sebahattin Yıldız, özenle bir araya getirdiği bazı kültür varlıkları ile bir müze kurma fikrini ortaya atar. Kendisi aynı zamanda Yıldızlar Holding’in kurucusu olarak bilinir. Kendisi deyim yerindeyse yaşamını bu koleksiyonlara adar. Çocukluk döneminden bu yana kültürel eserler karşı özel bir ilgisi bulunur. Son dönemde bu koleksiyona aynı zamanda bazı etnografik parçalar da dahil eder. Sebahattin Yıldız Müzesi’nin koleksiyonunda, Eski Tunç Dönemi’nden Bizans Dönemi’ne dek pek çok eser kendine yer bulur. Aynı zamanda burası, Türk ve İslam kültürünü yansıtma konusunda oldukça başarılı bir müzedir.
Sebahattin Yıldız Müzesi, Ankara’nın Çankaya ilçesinde konumlanır. Müzede arkeolojik eserler kadar Osmanlı’dan kalan bazı maden işlemeleri de büyük ilgi görür. Doğrudan Sebahattin Yıldız’ın kendisine ait kişisel eşyaları dışında, saat ya da tespih koleksiyonları müze içinde teşhir edilir. En çok ilgi gören parçalardan arasında II. Abdülhamid’e ait eşyalar öne çıkar. Bunları Osmanlı nişan ya da madalyaları takip eder. Fraklı koleksiyonları bir arada barındırmasından dolayı aslında tematik bir bütünlükten söz etmek zordur. Bu açıdan Sebahattin Yıldız Müzesi bir ölçüde karma bir müze olarak kabul görür.
Sebahattin Yıldız Müzesi, sanatsal ve kültürel koleksiyonlarını her geçen sene biraz daha genişletir. Koruma laboratuarı ile kütüphanenin eklenmesi müzeye apayrı bir değer katar. Müzenin ziyaret saatleri 08:30 ile 18:00 olarak belirlenir. Hafta sonları ya da resmi tatillerde müze ziyaretlere kapalıdır. Sebahattin Yıldız Müzesi ücretsiz olarak ziyaret edilebilir.
35. Türkpusat Geleneksel Savaş Pusatları Müzesi



Türkpusat Geleneksel Savaş Pusatları Müzesi, geleneksel pusatların tanıtılması amacıyla Ankara’da kurulur. Müze içinde okçuluk başta olmak kaydıyla savaş sanatına dair pek çok inceliğe tanıklık etme şansı bulabilirsiniz. Gerek teknik gerekse de teorik açıdan pusatlara dair özel bir ilginiz varsa müzeyi hiç düşünmeden ziyaret edebilirsiniz.
Tema olarak savaş ya da spor tarihinden yansımalar sunan Türkpusat Geleneksel Savaş Pusatları Müzesi, oldukça özel bir koleksiyona sahiptir. Tarihe şahitlik ederken tüm başarıları içinizde hissedebileceğiniz müze, farklı dönemlere göre kronolojik sıralamalar oluşturur. Müze içinde nitelikli bir anlatım tarzı benimsenir ve aktarılır.
Türkpusat Geleneksel Savaş Pusatları Müzesi içinde özellikle de geleneksel pusatlar apayrı bir öneme sahiptir. Müzenin temel misyonuna uygun olarak sene boyunca başta okullar olmak üzere pek çok topluluk burada kolektif olarak kabul edilir. Bu organizasyonlar genelde rehberli gezi eşliğinde yürütülür. Müze aynı zamanda temel düzeyde de olsa okçuluk eğitimi verir. Müzeyi ziyaret edenler uygun zamanlardaki bazı atölyelere dahil olabilir. Türkpusat Geleneksel Savaş Pusatları Müzesi saat 09:00 ve 18:00 arasında ziyaret edilebilir. Pazartesi dışında her gün burayı sorunsuz şekilde ziyaret edebilirsiniz.
Türkpusat Geleneksel Savaş Pusatları Müzesi’nde pek çok kılıç, balta, yay ve ok türü ile karşılaşmanız mümkündür. Özellikle Türk devletlerinin savaşlarda kullandığı bazı materyaller müthiş bir ilgi uyandırır. Ankara’nın Altındağ ilçesindeki Kale Mahallesi’nde konumlanan müzede diğer yandan silahların, ok ve yayların nasıl yapıldığını da detaylı olarak öğrenebilirsiniz. Eğitim yönü baskın bir müze olan Türkpusat Geleneksel Savaş Pusatları Müzesi, savaş tarihine adeta ayna tutar. Burada yer alan koleksiyonlar için toplamda sekiz senelik bir çalışma yürütülür. Müzede sadece 500 ayrı ok ucu sergilenir. Toplam envanterin ise 2 bin 300 civarında olduğu aktarılır. Bu özel müzenin sahibi günümüzde Muhiddin Uyanık’tır.
36. Türkiye Barolar Birliği Hukuk Müzesi



Ankara’ya geldiğinizde, müzelerle dolu bir şehrin sizi karşılayacağından emin olabilirsiniz. Müzeler arasında dolaşabileceğiniz harika bir kültür gezisi oluşturabilirsiniz. Bu müzelerde kendine mutlak suretle yer bulması gereken müzelerden bir tanesi de Türkiye Barolar Birliği Hukuk Müzesi’dir.
Oldukça ilginç bir konsepte sahip olan Türkiye Barolar Birliği Hukuk Müzesi, 5 Nisan 2012 tarihinde, yani Avukatlar Haftası kapsamında hizmete açılır. Şehrin en yeni müzeleri arasında kabul gören Türkiye Barolar Birliği Hukuk Müzesi, bu temayla açılan ilk ve tek müzedir. Hukuk alanında yaşanan gelişmeler görsel anlamda müzedeki koleksiyonlara yansıtılır. Bu koleksiyonlar sayesinde hukuk alanının düşünce ve medeniyet tarihine nasıl bir katkı sunduğu net şekilde görülür. Müze zaten bu vurguyu ön plana çıkarma amacı taşır.
Türkiye Barolar Birliği Hukuk Müzesi’nde hukukçulara ait kıyafetler, çeşitli dönemlere ait belgeler, resimler, diploma örnekleri ve heykeller bulunur. Aynı zamanda yine müzede Osmanlıca yazılan hukuk kitapları ile karşılaşmanız da mümkündür. Türkiye Barolar Birliği Hukuk Müzesi, toplamda 421 adet envantere sahiptir. Sene boyunca müze içinde çeşitli eğitimler ve atölyeler düzenlenir. Hukukun sanatla bir araya getirilmesi müzenin temel gayelerinden birisidir. Bu nedenle de hem çocuklara hem de yetişkinlere yönelik olarak bazı atölye çalışmaları organize edilir. Sadece hukukçuların değil aynı zamanda hukuk öğrencilerinin mutlak suretle görmesi gereken Türkiye Barolar Birliği Hukuk Müzesi’nin kuruluş aşamasında Avukat Argun Bozkurt’un çok önemli katkıları olur.
Türkiye Barolar Birliği Hukuk Müzesi hafta sonu ve resmi tatiller dışında 09.00-18.00 saatleri arasında ziyaret edilebilir. Bu özel müzeyi ücretsiz bir şekilde gezebilir, müze kapsamındaki atölye ve eğitimlere dahil olabilirsiniz. Balgat semtine doğru yol alan tüm toplu taşıma araçları, müzeye ulaşımınızı sağlayacaktır.
37. Devlet Resim ve Heykel Müzesi



Cumhuriyet öncesi ve sonrası dönemlere dair resim tarihinin örnek tablolarla incelenebildiği Devlet Resim ve Heykel Müzesi, açılışının gerçekleştirildiği 2 Nisan 1980’den bu yana ziyaretçilerini ağırlıyor. Eski Ankara yaşamında önemli bir yere sahip olan ve toplantıların, tiyatro temsillerinin, törenlerin düzenlendiği müze binasının yapılış yılı ise 1930 yılına uzanıyor. I. Ulusal Mimarlık Dönemi eseri olan müze binası, zarif tasarımıyla dikkat çekiyor. Müzede restorasyon atölyesi, çerçeve atölyesi gibi bölümlerle birlikte teşhir salonları, sahne, çeşitli odalar ve depolar bulunuyor. Resim, heykel, seramik, Türk süsleme sanatları, özgün baskılar ve etnografik eserleri içeren geniş müze koleksiyonu misafirlerine görsel bir şölen yaşatıyor. Söz konusu koleksiyonda Abdülmecit Efendi, Zekai Paşa, Halil Paşa, Şeker Ahmet Paşa, Hoca Ali Rıza gibi tanınmış Cumhuriyet öncesi Türk ressamlarının eserlerinin yanı sıra günümüz ressamlarından çok sayıda parça görülebilir. Müzede, Devlet Resim ve Heykel Yarışmaları’nda ödül alan çalışmalar ile satın alım ve bağışlarla edinilen çok sayıda eser yer alır.
38. Türk Hamam Müzesi



Ankara’nın en ilginç müzelerinden bir tanesi de hiç şüphesiz ki Türk Hamam Müzesi’dir. Beypazarı Türk Hamam Müzesi olarak da bilinen bu müze, Türk hamam kültürünün gelecek kuşaklara aktarılmasını sağlar. Bu sayede toplumsal bellek noktasında önemli bir işleve sahip olduğu söylenebilir.
Türklerde hamam kültürü çok eski dönemlere dayanır. Bu derin mirastan yansımalar bulabileceğiniz Türk Hamam Müzesi, saat 08:30 ve 20:30 arasında ziyaret edilebilir. Hem malzeme teknikleri hem de konu itibariyle bu alanda açılan ilk ve tek müzedir.
Türk ve Osmanlı hamamlarının tüm mimari özelliklerini ya da hamamda tercih edilen geleneksel eşyaları burada bulabilirsiniz. Aynı zamanda hamam anası, kına hamamı gibi bazı özel gelenekler de burada başarılı bir şekilde canlandırılır. Tüm bunlar bir sergi mantığıyla kendine müze içinde yer bulur. Bu canlandırmalara külhanbeyi ve hamam babası gibi figürleri de dahil etmek olasıdır.
‘Ankara Kalkınma Ajansı ve Yaşayan Müze’ isimli oluşum buraya büyük bir katkı sunar. Kuruluş aşamasında özellikle de Doktor Sema Demir’in büyük çabaları olur. Kendisi o dönem Gazi Üniversitesi’nde Halkbilimi Müzeciliği alanında dersler verir. Türklerle özdeşleşen hamam kültürü yerli ziyaretçiler kadar yabancı ziyaretçiler tarafından da büyük ilgi görür. Müze 9 Haziran 2012 tarihinde geniş bir katılımla açılışını yapar.
Kanuni döneminde inşa edilen meşhur Rüstem Paşa Hamamı, bu müzeye ev sahipliği yapar. Müzede sadece hamam kültürüne dair tarihi materyallere ulaşmazsınız, burada aynı zamanda çeşitli rehberler ve anlatıcılar her zaman aktif şekilde rol alır. Oyunlar ve çeşitli canlandırmalar müzeye internaktif bir kimlik kazandırır. Türk Hamam Müzesi’nde; soğukluk, ılıklık, tıraşlık, sıcaklık ve külhan ismi verilen bölümler bulunur.
39. Malıköy Tren İstasyonu Müzesi



Ankara’ya geldiğiniz zaman şehrin pek çok bölgesinde çeşitli temalara sahip müzeler ile karşılaşabilirsiniz. Çünkü Cumhuriyetin ilanından sonra Ankara’da müzecilik oldukça önemli bir ivme kazanır. Buranın başkent olması arşiv açısından çok önemli ayrıcalıklar sunar. Ankara’daki müze sayısının fazla olması da genellikle bu şekilde açıklanır.
Ankara’nın çok sayıda ziyaretçi çeken müzelerinden biri olan Malıköy Tren İstasyonu Müzesi Polatlı ilçesinde yer alır. Bu istasyonun yakın dönem Türkiye tarihi açısından çok önemli bir yeri vardır. Direniş yıllarının en kritik savaşlarından biri olan Sakarya Meydan Savaşı’na tanıklık eder. Savaş dönemi burası bir anlamda üs olarak kullanılır.
Ankara-Eskişehir tren hattı üzerinde bulunan istasyon, savaşta yaralanan askerlerin ilk tedavilerinin yapıldığı yer olarak kullanılır. Bu açıdan Malıköy Tren İstasyonu hem revir hem de lojistik merkezi olarak değerlendirilir. Yazılı kaynaklara göre buranın askeri uçak pisti şeklinde kullanıldığı bilgisi mevcuttur. İstasyon yıllar sonra bir müze formuna dönüştürülür. 5713 şehidin anısına dikilen anıt buranın en çok ilgi gören kısmını oluşturur. Diğer yandan Atatürk’e ait sivil giyimli anıt, Sakarya Meydan Savaşı esnasında aktif biçimde kullanılan lokomotif, Alman yapımı büyük bir vagon müzenin değerli kısımlarını oluşturur. Burada aynı zamanda o dönemki uçakların orijinal yapısına uygun şekilde düzenlenen iki savaş uçağını inceleyebilirsiniz.
Uçak ve trenler için ayrılan kısımda gezerken arka fonda uçak ve tren sesleri size eşlik edecektir. Müze büyük ölçüde savaş atmosferini çeşitli heykellerle ya da görsel malzemelerle aktarmayı amaçlar. Savaş döneminde tercih edilen demiryolu materyalleri müzenin odak noktasındadır. 1964 senesinden bu yana müze olarak değerlendirilen istasyon binası sabah 09:00 ve akşam 17:00 saatleri arasında gezilebilir. Resmi tatiller ve hafta sonları dışında müzeyi ücretsiz bir şekilde ziyaret etmeniz mümkündür.